Muzdarip
Milyonlarca insan, milyonlarca surette, suretler kat kat fazla bile
Yayılmışlar yerkürenin her ucuna ve hatta kurulmuşlar gök kürenin kısmı boşluğuna
Çamur hallerini altınla kaplamışlar ve gümüşten ırmaklar yapmışlar
Diller bir, ırklar bir sanki ve dikilen kuleler hep bir surette kayıp kule Babil.
Bir yarış, bedenlerden ruhlara yayılmış, bir kumar var her güne esrarlı karışmış
Ayaklar en güçlü makinelerin dişlileriyle donatılmış, yürümek yok artık herkes bir çarka karışmış
Eller çarkların üstünden fingirdeşmekte ve yüzlerde maskeler üst üste binmekte
Tebessümün altında kalmış hüzün keder ve acı, gerçek duygular yalancı oltalara takılmış
Köşede insanlar, bir terk edilmiş apartmanda bin bir diyardan terk edilmiş oğlanlar
Arada cehennem ateşlerinden bir sıcak bir akıntı, hayallerde kurulu kanyonlar
Ardında cehennem ırmaklarının hayallerde terk edilmiş cennetler var
Bir köşk bir peri ve ayaklarında perinin dişlerden bir halhal, yarım gülüşler var
Yağmur yağmıyormuş artık, gözlere perde çekilmiş ve kurumuş bütün gözyaşları
Eller kapanmış kendi kendilerine ve kalplerdeki ritim kaybolmuş ve kurumuş merhametin bütün damarları
Bir nesil, bir millet, bir ırk bir insan çamurdan balçığa karışmış
Âdem ve Havva yine kaybolmuşlar Kudüs tepelerinden Kızılderili kıyılarına kadar ulaşmışlar
Bir fısıltı yayılıyor, bedevi çöllerin insan kanından ve kara elmastan yaptığı kulelerin dehliz altlarından
Gömülmüş inançların fosilleşmiş kalıntılarından bir uğultu var bedevi çobanların dillerine ulaşan
Sürmeli gözlerinde kayıp ufuklara kurulmuş bir liman var günah kalıntıları yüklü gemiler
İnançsız diyarlara doğru bir sefer, kum fırtınası göz gözü görmüyor
Bir uğultu var uzak kıtaların uçsuz bucaksız kulelerinden kopan ve ırmaklara karışan
Nehirlerden denizlere akan ve binlerce inanın yük vurulduğu köprüleri ve yolları sarsan
Bir göç var bütün diyarlardan bu diyara bir kervan cariyelerden ve kölelerden kurulan
Bir fısıltı yeni doğmuş bir yavrucaktan, muzdarip halde özgürlük ninnilerine bir isyan
Bir diyar var kayıp inançların yoğrulduğu ve bir kurumuş bir ağaç var dalsız ve yapraksız
Bir diyar insan suretinde bir diyar kör kuyulardan ve kurumuş çorak topraktan
Bir filiz var sessiz zamanlarda yalnızlığı işleyen isyan günlüklerine
Yine bir umut var tatlı bir meltemle gelen günle savrulan-inanç iklimine
Ama oda bir muzdarip.
Kayıt Tarihi : 9.8.2010 13:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!