Hasretin uyuyan dağları sardı,
Sevdan yudum yudum tüketti beni.
Söyle bir acı söz daha ne kaldı?
Mahzende mey gibi bekletti beni.
Sevilmeden sevdim hülyaya daldım,
Git bu mevsimde artık güller kırmızı açmaz,
Git gönül körfezime dalgın gemi yanaşmaz.
Git aşk vurgunu kalbim ateşlerde yanmasın,
Git de mahşere kadar şu gönül uyanmasın.
Taze bahar sanmıştım gönlüme yağan karmış,
Kalbin saklı yerinde ince bir sızı varmış.
Mevsimler birer birer terk edip gitti kadın,
Sana Leyla diyenler beni Mecnun sanırmış.
Rüzgarın bestesini duydum esintisinde,
Yağmur yağdı da ben ıslanmadım mı?
Bir omuz buldum da yaslanmadım mı?
Kısacık ömrümün yaz, baharında,
Çile çeke çeke uslanmadım mı?
Eğilip dökülen söğüt dalıyım,
Kalbimin kırık telleri dalgın sularda kaldı,
Aşkımı maziye gömmem inan çok zaman aldı.
Sevdi, yıprandı, yoruldu kahroldu yine yandı,
Dalgın sularda bu akşam bir gönül parçalandı.
Çiçek çiçek, damla damla umutlarımız vardı,
O sır kapısından girdim içeri,
Şifreler saklanır ezelden beri,
Arkama bakamam, dönemem geri,
Annesi ilgilen bebek ağlıyor.
Aldım kabul ettim, Tanrım emanet,
Dün bir çocuk ağladı, bir yürek parçalandı,
Dün feryadla tutuşan, koca bir orman yandı.
Kordu, eridi, aktı; kaldı bir mum yığını,
Dün gönül gözlerimin gördüm ağladığını.
Bakışları anlattı, acısı ocak ocak,
Sevgi çiçekleri açacak derdin,
Mevsimler tükendi açan olmadı.
Bütün hücrelerim(i) ateşe verdin,
Gönlümde yanacak yerim kalmadı.
Yâd-ı cemâlinle dil-hûn diyorlar,
Su üstüne yazı hiç yazmadım ki,
Gönülden hissettim, gönülden yazdım.
Ahdimi, vefamı hiç bozmadım ki,
Sabır kuyusunu bağrımda kazdım.
Yazdım, şiir oldu şair dilinde,
Açmak için senelerdir beklersin,
Vakit geldi gözlerini aç leylak.
Bir derdine niçin bin dert eklersin?
Mis kokunu seven kalbe saç leylak.
Yerde açan mor zambakla eş misin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!