şimdi cürmüm esrarımı dağıtır
sakın gitme
her yaranın kanayışı
dar mezara ruhumu
götürmeye teşnedir
sol omzuna yaslan da öyle bak
içimde bir dağ
nasıl yankı verirse
öyle ses vermeliyim doğan güneşe
bana bir masal oku
I
içim sancıyor anne
neden doğurdun beni
anılarla yaşamayı kim öğretti
kim bir aşkın acısını
senin kahrından bir gün çatlayacağım
ölümüm senin elinden olacak
ben kaçacağım ama hep kaçacağım
yorulacağım ama pes etmeyeceğim
şansımı bir yol kenarında buldum
aşkın hârına dal da gel dediler
göz gözü görmedi, balık ağa takıldı
bir elifin kâmetini yor da gel dediler
uzaktan bir dağ gördüm
dağın ardında meşe
meşenin boynu kırık
ardında binbir neşe
bir kaptanın sırdaşı
med-cezirlerin içinden bana gel
dokun çiçek açsın gözlerin
güz yağmurlarıyla ıslat yüreğini
bir kuşun kanadına sar gamzelerini
senin için bu kenti yakmazsam
vur beni
uzak bir adamın içinde bin anka
bin yangın bin varoluş bin tezat
bin dünya bin dünyaya yetecek kadar
yarına çıkarsa çatlayan nefes
akıllı bir kadının gözlerinde fer olur
kadrimi ve sabrımı biledim
veyl ettim geceye
ve sen ey beni yakıp yıkan
ne bildin gözlerimdeki utkuyu
ne gece örttü yalnızlığımı
sesimi hapsettimse yüreğimde
biraz bahar olmalıydı sana yakışan
biraz deniz biraz göl biraz temmuz
sızı ve sınç ortasında yalnızım
ölümden gayrı melekülmevt hınç biraz




-
Mustafa Alagöz
Tüm YorumlarBeyaz Gemi Asla Gelmeyecekti
Abime telefon açtım. Babamın yaylacılık yaptığı zamanlardan kalma çadırların nerde olduğunu sordum. Abim çadırların köydeki evde olduğunu söyledi. Babamın vefatından sonra köye pek fazla gitmiyoruz. Ev uzun süre kapalı kalmış, duvarları nem çekmiş. İçindeki yün döş ...