dağlar eteğini toplardı akşama doğru
zil çalardı karnımız
kapılar tokmaklıydı
pencereler sürgülü
kaşık sesleri gelirdi sofralardan
ninni sesi
sobada meşe
güğümde su sesi
müstakil acıları vardı her evin
ve her evin bacası tüterdi bir şekilde
avluda beş taş
çardakta gün kurusu
demini alırdı çay
koyuysa dedikodu
her kapının eşiği vardı o zamanlar
kimi bir
kimi üç basamaklı
her hanenin beşiği
kimi umut belerdi
kimi ağlamaklı
İsa Kaya
Kayıt Tarihi : 6.1.2020 14:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bir de yanak yanagi karsilasa...
Ben sadece yagmurda islandim hani su sosyal medyada paylasmak ugruna
Sonra cocukluk arkadasimla demlendik, sohpeti demlerken, ruhumuzun derinlerini mezeler esliginde masaya dizdik,
Acimizla acidik, dinledik, bir sey yapamadiysak paylastigimizi o da degilse yaninda oldugumuzu belirtik...
Masada olan hersey masada kalacakti...
Sonra ciktik gonlumuzun atesini harmanlamal icin bir sigara tutturduk...
Hava soguk ancak icimizdeki isi ancak boyle dinecekti.
Felekten bir gun calmis olmanin guzelligiyle, hani bir cogu cenneti olumden sonra bekler ya biz o animizda yasamistik...
Opuserek ve bu anlari yasamamiza vesile olduğu icin birbirimize tesekkur ederek ayrildik.
Eve geldim. Elektrikli radyatoru yaktim. Birazdan ates yakacagim ve evimin bacasi, biraz once benim gonlumun bacasini taklid edercesine tütecek.
Cok sey istemiyorum, keske su atesi yakmama yardim etseydin keske...
hava berrak
suyun tadı vardı..teşekkür ederim Nilüfer Hanım
kalp kalbe karşıdır belki Leila
ne dersin :)
haklısınız Ahmet Bey
her şeyin dijital olduğu sanal bir alemde yaşıyoruz ne yazık ki
insanlar yaşamadığı bir şeyi özlemez
bu yüzden giderek metalikleşen robotlara evriliyoruz
selamlar
Raki ustu cay ve dedikodu
TÜM YORUMLAR (5)