Tut ki
zaman değildi hızla akıp giden,
bizdik...
Noktanın
çok uzak olduğu cümlelerde,
virgül gibi hızı kesip
ara vermekti bazen
hayatı tuşa getirmenin yolu,
yorgun öznelere...
Çünkü
yaşam dediğin şey
bitmeyen bir cümle gibi
uzadıkça uzuyordu...
Nokta görünmüyor,
biz ise hep ,
virgül gibi arada durarak
devam etmek zorunda
kalıyorduk..
‘Yolda olmak’
ne kadar önemliyse,
bazen de sadece
durmak gerekiyordu
_öylece..
---
Gecenin en sessiz vaktinde,
bir kuşun göğe karıştığı kanat çırpışlarında
çiy damlasının yapraktan düştüğü yerde
veya toprağın, kendini
yağmura bıraktığı ilk anda
Kendinle yüzleştiğin aynalarda,
bir hatıranın gözünü doldurduğu bir fotoğrafta
ya da bir kelimenin tam anlamında
sustuğun, ve sustuğunu fark ettiğin
o durakta
Kalabalığın tam ortasında,
bir çocuğun gözünde kaybolurken
ya da siren seslerinin altında
kalbinin sesini duyduğunda
bir yangının, henüz
küle dönmediği noktasında
yavaşlamak gerekiyordu...
---
Yavaşlamak
Ya vaş la mak
Y a v a ş l a m a k
Sessizleşmek,
ve kendi kuyuna çekilip
her şeyden soyutlayıp zihnini
ve dahi ruhunu;
_öylece durmak...
Çünkü...
Yürümek,
rüzgârda savrulmaktı belki..
ama durmak ;
kök salmaktı toprağa. .
Kayıt Tarihi : 16.8.2025 02:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!