Biriken bir yalnızlık var çehrelerde
Göz altlarında belirgin yığıntısı
Gelenlerin pervazsız ağırlığı
Gidenlerin bıraktığı kalabalık
Zor değil oysa bir başına kalabalık olmak
Buğday tenli bir kadın ağlıyor pencerede
Ekilmemiş toprağın kucağına
Sulamamış bahar yağmurları
Bir kadın
Başaklara varamamış yazın son sıcaklarında
Bir kadın düşlüyorum
Aynı sen gibi...
Boynu uzun, asi bir kısrak gibi
Saçları uzun, alnı geniş,kaşlar hilal gibi
Kahve çekirdeği gözler, bakışları mıh gibi...
Bir kadın düşlüyorum aynı sen gibi...
Seviyorum diye bir masal var
Dilden dile dolaşan
Temasa geçmesin yeter ki iki göz
Takılır maske yüze
Dil coşar ve fısıldar
Seviyorum der masal
Görünmese de yeşeren hisler göz ile
Tuz kadar gerekli aciz bedenlere
Meriç'in suladığı topraklar misali
Yeşerecektir vakti geldiğinde
Orak ile biçilmese de hasadı
Giderken hüzün kattın yüreğime
Oysa bir buse yeterdi eyvallaha
Bilsen ki sabahı nadir etmişliğim vardır
Sevda ile biz olmak yolunda
Ne acıdır ki uykusuz gözlerde bir ışık beklerken
Niz kattın birlikte erdiğimiz sabaha
Gökyüzü gibiyim bu gece
Özlemlerimi yükledim gözlerime
Buluttan düşen damlalar gibi gözlerim
Ağlıyor bizsiz bu gece
Şimdi hüznümü doldurdum yüreğime
Basık bir gün bulut çöktü sanki üstüme
Lokma, lokma mısra dizildi boğazıma
Yutkundum, ardından yutmak uğruna
Umarsız geldi gidişin bana..
...
Satır, satır şiir dizildi kalemime
Yazmak istedim kahırlı
Yine akşamın hüznü çöktü içime
Ellerimi koyup ceplerime
Kendi sıcaklığım-la ısıtarak
Kaldırım taşlarını sayan adımlarla
Senin açmayacağın o kapıya yürümek..
Kilidi açıp ayağımın ucuyla kapıyı itmek
Şimdi neye yanayım ben
Çatıya asılmış boynundan dostluk
Boy ölçüsü veriyor güzellikler
Kopup giden duygular ah çekiyor içimde
Ve yanıyorum duyularımdan
Duyduklarım akla zarar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!