birgün ölürsem,
kahrımdan ölürüm.
her gece pencerelerimden
kesif kömür kokusu gibi;
kahır çekerim genzime.
gönül limanıma,gemiler
Allı pullu kelebek kanatları
Kan kırmızısı güllere
Konmadan göçer gider
Allı pullu kelebek kanatları
Toz kondurmaz menekşelere
zaman akıp gidiyor,
zavallıyım acizim yetişmekte
içim sızlar takvim yaprağını yırtarken
sanki yaprak yaprak tükenen benim
gönlümde hala sızısı saklı,
ölüm,
gitmektir bir kuşluk vakti
desturtursuz ve fütursuzca
taze toprak kokusudur,
kürek kürek yığılan günahtır
Korkulara kapılır ruhum
Karamsarlıklarda çırpınır durur
Bir çıkış yolu ararcasına,
Siyah saçlarına asılır durur
Beyaz bir sayfadır ruhum
Sen gecelerimde uykusuzluğum
Saatlerce buz gibi yatakta
Bir sağa,bir sola dönüşümsün
Sen güz yağmurlarında ıslanışım
Aldırmadan ayaza,soğuğa
deli rüzgarlar,
bu gün esmeyin ne olur!
aciz başak tarlaları gibiyim
hasadım yaklaştıkça,
boynum bükülüyor.
tarla kuşları da konmuyor artık ellerime
tarif edemem seni
hiçbir ölçüye sığmazsın
kimsin,nesin,nerelisin
ben tanıyamam seni
çok yorgunum,
kaybettim tüm savaşları
zafer taklarıyla geçeceğim şehirlerde,
şimdi idam mangaları beni bekler
yenildim,
yağmurun getirdiği sen olsan,
omuzlarımı ıslatan nefesin olsa
bir temmuz akşamı içimi burkan,
ağustos böceğinin sesi olsan
geceleri kabuslardan uyandığımda,
üzerimdeki terli yorgan olsan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!