Sevdaya düştü gönlüm tütüyor ocak ocak
Mecnun oldum Leylayı ararım köşe bucak
Ne var bunda deme sen derdine düşen bilir
Onun aşkına düşen ne kara bilir ne ak
İster ibibik de, ister hüdhüd
Kanatlarında su,
Her Melikeye Süleyman'dır
Sevgi bir kuş...
Eriyen gözbebekleri onu bekler,
Elde kadeh dilde âh nuş edip gelen gelsin
Meyhanede kör kütük mestâne olan gelsin
Can verip canan bulur kanıyla abdest alan
Aşk ile namazını dar üzre kılan gelsin
Takılma kalabalık laflara söze bakma
Verme dil gördüğüne öze bak göze bakma
Hep bahar olsun gönlün çiçeklensin sevgiler
Meyveye dursun yazın kışa ya güze bakma...
Erenler dertliyiz dermân isteriz
Himmet pîrimizden fermân isteriz
Cemâle yolcuyuz Rahmân isteriz
Destûr niyâzımız hemrâz isteriz
Tapduk eşiğinde pervâz isteriz
Tozunu silkele gel içeri arın da gir
Bırak dünya yükünü gam yükün sarın da gir
Katık et kanaatı varlıkta yokluk gözet
Sevgiyi yufka gibi nimet bil dürün de gir
Hasret gidermek için yollara düşüp Tuna
Akıyor nazlı nazlı Budinden öz yurduna...
Araya hicran düştü karadır bahtı onun
Derdini denize der uzanıp avurduna
Türkistan’ın kalbi Ahmed Yesevî.
Aşk ile donatmış tüm gönülleri.
Toplamış başına Alperenleri.
Demiş yiğitlere erlik yolu bu,
Erenler hakiki yârlık yolu bu.
Süzüldük Hak nûrundan
Türküz elhamdülillah
Arındık her kusurdan
Türküz elhamdülillah
Seçti yetmiş iki dil
1. Gazel
Teskin etmiyor beni ovalar dağlar taşlar
Gittiğim her mekanda gözümden durmaz yaşlar
Gönül bir yangın yeri, viraneden hallice
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!