Kalemimin mürekkep kokduğu o anda
Kağıdımın kaleme hududu çektiği zanda
Sözlerimde kalmadı ne şöhrette şanda
Berzahımı kaldıran bakışlardı gözlerin.
İzahını yapamam bu kısır duyguların
Stepleri döven deli küheylan
Sen toprağımda koştukça hürüm
Ardıcın gölgesinde ki ceylan.
Sen ormanımda sektikçe hürüm.
Çalışmakla yükümlü karınca.
Firar etmiş kaçaklar gibi kaçıyorsun gözlerimden
Kaç nereye kadar kaçabileceksen oraya kadar kaç
Ama kurtulamayacaksın sana olan bu özlemimden
Kaç nereye kadar kaçabileceksen oraya kadar kaç
Kapıların arasından sana bakmak iyi geliyor ahvalime
Bugün sen vardın yine masamda
Yine konuştum seni umursamasanda
Işıklı bir derya da buldum kendimi
En son ordaydım hatırladım kentimi
Neydi bu geceyi gama gömen ?
Senmiydin yoksa bu soğuk mu ?
Kaptan nereye gidiyor bu dümen?
Var mı sonu yoksa okyanus mu ?
Senmiydin beni sessiz düşündüren?
Mürekkep dolmuş artık ağlıyor
Siyah kan damlıyor divitimden
Damla damla üstüme yağıyor
Siyah kan damlıyor divitimden
Kağıdım ahengine kavuştu
Kaldırımlar ve oluk var sokağın ruhunda
Kanım ve mürekkep akıyor sanki suyunda
Sokaklar sokaklar kızıl hilalin vurduğu
Güneş vurupta gölgemin tek mekan bulduğu
Yalnızlığımı çizerek çürüttüğüm duvar
Kalan ömrünü bitirip üstüme yıkıldı
Issızlığa açılmış toprak içinde mezar
Sanki ruhumu cezbedip içine düşürdü
Karanlığıma gömülmüş is kokulu sokak
Yalnızlık sırra kadem basmış
Kalabalık geliyor üstüme
Sokaklarımı karanlık basmış
Aydınlık geliyor üstüme
Yine tohumlar baş gösteriyor inceden
Bahar kokan o güzel topraktan yukarı
Açmış yapraklarını saçmış ki inceden.
Bahar kokan o güzel topraktan yukarı.
Fidanlar yapraklarını gösterir olmuş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!