29 Temmuz 2004’te, şairlerin nefes aldığı, kelimelerin hüküm sürdüğü edebiyatın kadim başkenti Kahramanmaraş’ta, güneşin dünyayı en içten kucakladığı bir yaz gününde hayata gözlerini açtı. Zihni, mühendisliğin ve sayıların mutlak gerçekliğiyle inşa edilse de; ruhu, doğduğu toprakların mayasından olsa gerek, daima şiirin o efsunlu ikliminde nefes aldı. Mustafa Emre Gökdal; görünenin ardındaki duyguyu, sayıların ifade edemediği hasreti mısralara dökerek, profesyonellik iddiasından uzak ama samimiyetin tam merkezinde bir yolculuğa çıkmıştır. Bu sa ...
Kapandı kapılar, sürgülü bahtım,
Yıkıldı gönlümde kurduğum tahtım.
Ne yarına heves, ne düne ahım,
Bir kuru selamın gelmiyor artık.
Duvarda resminle konuşur oldum,
Sarardım dalımda, açmadan soldum.
Sustu bütün şarkılar, notalar kan revan,
Yokluğun bir çığlık, duyulmaz mı hiç oradan?
Hangi makama sığınsam, hüzün çalar her telde,
Sen gidince lal oldu, şiirler de diller de.
Gönlüm dar bir zindan, ruhum sıkışmış kafeste,
Ömrüm tükenip gidiyor, sensiz, yavaş, aheste.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!