Mustafa Alpaydın Şiirleri - Şair Mustafa ...

Bakma Kilis'imin sakin haline
Gün zevale erip sallansın da gör
Kaynanalar tarif etsin geline
Tavalar fırına yollansın da gör

Akpınar'ın çağlar berrak gözesi

Gülmez oldu bahtım talihim kara
Sarılar yakışır bu sonbahara
Selamım götürün o nazlı yara
Sılamıza doğru uçun turnalar

Gece ayaz çıktı sırtım üşüyor

Gökten rahmet indi kulun sesine
Günün ortasında hava karardı
Çiftçinin diyecek yok neşesine
Ekim yağışında bereket vardı

Çisileyip yağan bu güzel yağmur

Hasretinle piştim yandım
Sensizliğe zor dayandım
Görmeyince küstün sandım
Hüzünlerle yoğruldum yar

Uğramıştım evde yoktun

Geçmişi andım da gözlerim doldu
Sevda bahçemizin çiçeği soldu
Ruhum isyan etti şuur kayboldu
Hüzünler yağacak yine bu gece

Etraf çok karanlık kapalı perde

Bir eylül akşamı çıktın karşıma
Sevdanın narına yandırdın güzel
Çaresiz dertleri açtın başıma
Ruhumda şimşekler çaktırdın güzel

Tatlı gülüşünle girdin havaya

Yolda görsem tanımam ne kadar değişmişsin
Kumral saçlar ağarmış beyaza bürünmüşsün
Konuşmayı severdin suskunluğu seçmişsin
Kader örmüş ağını dünyadan vaz geçmişsin

Yerinde duramazdın şakacıydın eskiden

Rabbime açarak avuçlarımı
İkrara yöneldim tüm suçlarımı
Çileden dökülen ak saçlarımı
Aynada seyrettim kendimden geçtim

Kalbinden gelen sesi dinlersen

Dokunma yarama dokunma ey yar
Bu sevda çözümü zor bir bilmece
Yürekte kök salmış hatıralar var
Efkârım tavana vurdu bu gece

Unut artık beni anma adımı

Teni ipek boyu selviye benzer
Takar takıştırır çarşıda gezer
O eski halinden kalmamış eser
Kırkına varmadan solmuş Ayseren

Kendisi sıradan bir insan değil