Bak senin yüzün de solmuş gül gibi
Vat sap ile konuşuruz el gibi
Yatağından taşan azgın sel gibi
Her şeyi devirip-yıkma güzelim.
Beş altı yaşında anasız kaldı
Gözlerinin ağı aktı Halise.
Çeşmeden düşüp belini kırdı
Küçük iken sakat kaldı Halise...
Eller gibi çoluk çocuk görmemiş
Tunus’ta tutuştu devrim ateşi
Dalga dalga yayıldı isyan
Hürriyet ve eşitlik ateşi…
Bütün Mısır sokaklarında.
Kahire… İskenderiye…
Nil Deltası…
(Bizzat tanıdığım çok kıymetli bir hoca abimizin hanımı ile alakalı anlattığı örnek ahlakî ve insanî hususiyetler hissiyatımda ilham olarak zuhur etti...M.Akif Ersoy'un Küfe ve Seyfi Baba manzum eserlerinde de gördüğümüz şiir tekniğine uygun bir deneme yaptık...)
İKİ YAŞLIYA BAKAN GELİN
Zamanın behrinde örnek bir gelin varmış
Genişmiş gönülleri evleriyse dapdarmış.
İslâm zincirleri kırmak demektir..
Yetime kol- kanat germek demektir
Mazlumun çığlığı arşa çıkarken
Dünyanın vicdanı olmak demektir
İnsanlar değişti, devir değişti
Erkekle kadının rolü değişti
Hayâ, edep, ahlak, kültür değişti
Aynı kalabilmek, zormuş kardeşim...
KARIŞIK DUYGULAR
Gözler kıpkırmızı olmuş bakmaktan
Geceler sessiz ve koyu karanlık
Damlalar yorulmuş bîçaredir akmaktan
Hüzün dolu gözyaşları bir anlık.
Gerçekten sana verdik Kevser'i
Öyleyse namazla zikret Rabbini
Sakın unutma Kurban kesmeyi
Makamın yücedir, bırak Ebter'i.
Aldanma dünyanın gülen yüzüne
Şeker şerbet gibi tatlı sözüne
Kötü söz getirme temiz özüne
Baba nasihati fermandır kızım...
Kırlangıç dağından, Hasan Dede’den
Rüzgârların sesi gelir derinden.
Ne yapsın, ne etsin ne gelir elden
Yazgısı böyleymiş, güzel köyümün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!