Umduğum günlerin vakti gelmez
Gelirse de bir gün ömrüm yetmez
Kaybedenlerin yüzü bir lahza gülmez
Yıkıldıkça düştüğün yolu bitir artık
Nutkumda tasa, kalbime ahh indi
Nemli gözlerinden sızlayan ellerime
Değmiş işte,
Bir vakit sonrası bir dinlence çayı,
sesin düşmüş daldığım yerlere..
Kader bohçasını sırtlamışım
Aynalarım var taraklarım var
Yıllarca parçaladığım edebiyat, toplamıyor senle beni.
Kandaşlarım katlediliyor ırgalamıyor seni.
Fikirkerimizi yanyana koysak; gazete kağıtları örtüyor beni.
Adımızı koysalar sen aydın ben geri, geriye baksalar sen korkak ben deli!
Hatrın varsa serçe parmağımdan
Bugün kırdım onu haberin olsun
Yaktığın hayallerimin anısına
Yenisini düşledim haberin olsun
Anılara veda ettim ilk defa
Ne anılar ne özlemler bıraktık geride
Susuz bir yalnızlık kaldı elimize
Bir de, bir de usandıklarım.
Öylesine Yalnız ve öyle kalabalığım ki
Artık gözüme gelmiyor yaşadıklarım..
Sertavulu aştımda güleğe uçtum
Marada tavşan idim Efrenkte kuştum
Silifkeye konunca yağmura tutuştum
İç el iç el geziyorum bu akşam
Aydıncıkta Toyumu topladım
Dalıpta ufuklara kahırlanmamak elde mi
Herşey kader ise; nerde kısmet?
Kokunu yüklenmiş bulutlar düşer dem-i
Dua sahibine ulaşır, ulaşır elbet
Zaman en iyi ilaçmış, asır yeter mi?
Zaman fazla yürümüş saçlarımda...
Hatrı sayılır güzel günlerin ışığında,
bir kahvaltı masasında bırakmışız gülüşleri, Yılkıların, deli tayların koştuğu ülkere;
şiirler yazmışız beyhude gençliğin ilk şafaklarında.
Biçare gezmekten yıpranan pabuçlarımda sana gelen yolların tozu kalmış,
Bu kaçıncı çeyrek asır; sabırsız takvim yaprakları daha kaç gün koparır seni benden;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!