Önce insanlık kurudu sığ sularda.
Bebeklerin soluksuz bedenlerinden kayarken yıldızlar,
büyüyen göz bebeklerine sığdı hiç yaşayamadıkları hayat.
Ölüm kuşu kanat çırpar yüzlercesinin üzerinde.
Göğe bakarken bebekler,
İhtiyacımız olan şey hayatın gerçekliği değildi.
Sadece.. Sadece saklı kalmış duyguları ortaya çıkarmaktı.
Ama biz başaramadık.
Hayatın anlamını ararken onun bilinmezliği içinde yitip gittik.
Sadece bir düş değildi bizimkisi..
Bilinmeyen bir dünyayı keşfetme hevesiydi belkide..
Yıldızları görüyor musun?
Ya parıltılarını?
Sen, onları seyrederken, seyrettiğini sanırken, onlar çoktan çekip gittiler..
Şimdi onlardan bir kaçını al ve yerine en özlediklerini koy..
Kaç yıl geçti üstünden bilmiyorum.
Ama hala aklımda o ilk bakışmamız.
Hani insanın hayatındaki ı ilkler vardır ya,
Bazen iyi bazen kötü. İşte sen benim hep iyi ilkimdin.
Şimdi düşünüyorum da hayatımdan birşeyler için hep geç kalmışım. Özelliklede senin için..
Kırık kalp ve..
Gözlerinde yaşar'dı zamanın izleri...
Torbalarında birikmiş, taştı taşacak gibiydi dertleri.
Kahkahalarımı bastırırdı kederli sesini, yoksa titrek sesimi engel olurdu içiniçin gülüşlerine bilmem.
Lakin kasırga gibiydi, yükselen bir dağ, dev bir yürekti...
Ve güçlü olması gerekti...
Yitip gitmiş,
Gün akşamı buldu.
Akşamsa geceye kavuştu.
Ve saatler 21'i vurdu.
Kent ışıkları sokakları,
Şarkılar mazileri,
Sense yüzümü aydınlatıyorsun.
Sonsuzluk gözlerine bakmaktı.
Oysa sonsuzluk gibi gelen bir anlık sevda hasadıydı.
Paslı bir hançerdi sevgin, sızısı ve sonrası (Sancısı) bir ömürlük.
Benim için bedeli bu olabilirdi...
Olabilirdi ancak, çokça felaketler vardı baharımdan sonbaharıma kadar.
Mutsuzluğun gölgesi belirir çizgilerinde.
Yıllarda sen gibi bitkin düşmüştür.
Ve yılgın yıllar gibi
geç kalmışlığın kıyısında birikir umutlar.
Umulmadık zamanların umulmadık sevdaları!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!