çık da gör
bu durak,bu şehr-i İstanbul’un
ama aslında Çıksalın,dünyanın.
çıksalın durağında elinde karanfil,
masum BİR,yere bakıyor.
bir ışık daha kırılmış
gün batarken burada
şiir gömütü ak yaprak
ziyaretçi bekler gibi
dediler ki ay bölündü
ay bölündü kutlu işaret
elinde bir parça ekmek
koştu kara kuru çocuk
serçe kuşun öldüğü gün
Hatırlayış
1
kefenini hazır tutan bir babanın oğullarıydık
bir yanımız bağ bahçe
parçalanır kayalar, yırtılır gök, çırpınır deniz
küskün mü acep görünmüyor kuşlar
ne çabuk unuttunuz gül yüzlüyü
hani yolunda ölecektiniz, hani söz vermiştiniz
nerede birlik, dirlik günleri
fatih parkında
sandığı keder yüklü
bir boyacı çocuk
kalabalığa sesleniyor
-parlamazsa para yok
koca çınar yapraklarını döktü
güzün halleri, kapandı kapılar
garip yolcunun yaşadığı hüzün
inceden çağıldayan su
-kuşlar geldi, bir sen gelmedin
tahta sandık içinde
yaprakları kırışmış
yaprakları kopmuş
yaprakları sarı sarı
Bizim de bir zamanlar evimiz vardı
Gün görmüş taşları, ince sıvası
Kuşlar konardı penceremize
İnsan sıcağı sesler yankılanırdı
Bizim de bir zamanlar evimiz vardı



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!