Serseriydi
Sahile vuruyordu dalgalar;
Ortak bir acıyı paylaşıyor gibi.
Bense o kadar müptela olmuştum ki gecelere;
Uyumak neydi,
Unutmuştum
Ah martıların meskeni.
Hayat bilgelerinin dergâhı,
Hilmi Baba meyhanesi.
Ezgin, özgün ve bilakis üzgün şahsiyet,
Bilmecesi çözülmemiş yoldaşım, divandaşım,
Kara yazığız Bahtiyar ve kulübesi.
...
seni düşlüyorum yine.
sakin ve kararlı adımlarla yürüyorsun,
hanımeli ektiğimiz saksıların etrafından.
su veriyorsun sakince diplerine.
yüzün o kadar duru ve berrak ki
her hasretten düşer içime bir damla.
sarhoştan beterim,yüreğimde yığılı acıların.
hasretinden hediyedir bana bu derin yara.
artık anılmasın dilimde ne bugün ne yarın.
gidişinle kan akmayan yaralar açtın bende.
okşasa saçlarını,savursa rüzgar.
teninden türlü çiçek kokusu yayılsa.
yüzünde gülücükler,avucunda akşamla...
üzülmesen hiç,ağlamasan;
gözünden akan bir damla;
ben olsam!
İlk beklentiler yaz yağmuruyla başladı.
Bazen kendi başlarına bazen de başkalarıyla,
Ağlamaklı geçen günlerin ardından,
Tarif edilemeyecek kadar güzel günler oldu.
Yüz hatlarını simgeleştiren yağmur taneleriyle,
Türküler söylediler ıssız koyda o sebeple,
Ey bana maviliği öğreten gökyüzü!
Öyle bir yağmur istiyorum ki senden;
Akan göz yaşlarım kadar hisli olup,
Bardaktan boşalırcasına dert alsın benden.
Öyle bir rüzgar çıksın ki birden;
' hiç ' lerim tavan yaptı bugün.
en iyi yalan söyleyenim artık.
sahte gülümsemeler en iyi bende!
şimdi en içten duam:
' ölsem de kurtulsan benden! '...
özledim seni!
her düşündükçe seni
bir katre daha arttı özlemim.
hali kendinden halsiz bir dere kenarında
sadece kuş seslerine meyilli yalnız bir çardakta
Bir can görüyorum beton yığınları arasında.
Beni kurtarın diye haykıran kısık bir ses.
O an yüreğimde buruklukla kaldığımda,
Susuyor içimdeki heyecan, kesiliyor bitmez nefes.
Kim bilir yarınlarda ne hayalleri vardı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!