Murat Karabulut Şiirleri - Şair Murat Ka ...

0

TAKİPÇİ

Murat Karabulut



Ne zaman aklıma gelsen, sus’lar düşüyor dilime. Başımı öne eğip, suçluluk duygusuyla, kendimi hapsediyorum yorgun bedenime. Oysa, şimdi gurur duymak vardı içinde senin olduğun her anımla. Öve öve bitirememek vardı yaşattığın mutlulukları, ya da ismin düşünce dilime, gülmekten elmacık kemiklerimin ağrıdığını hissetmek. Güzel sevdim seni. Bu yüzden, sana yakıştırdığım sıfatı haketmesen de, hep güzel kaldın gönlümün alfabesinde. Gözümden yaşlar damlatarak değilde, yağan bir nisan yağmurunun altında, mutluluk şarkılarının en güzel nakaratarına eşlik etmek vardı seninle. Bozuk bir plak gibi aynı şarkıda takılı kalıp, hep aynı şarkıyı mırıldanmak vardı. Vardı işte birşeyler, içinde seni de düşlediğim. Yokluğun çeneme vurdu bu aralar. Çok konuşup, çok sayıklar oldum. Hani, bazen insan aklındakini saklamak için başka şeylerden bahseder ya, işte öylesin şimdilerde. Aklımda oluşunu saklamak için, yaradan acıdan değil de, havadan sudan bahsediyorum soranlara. Havadan demişken, bilirsin ben seni, masmavi gökyüzü bilmiştim karanlık dünyama, masmavi deniz bilmiştim kurak topraklarıma. Şimdi söyle sevgili, her yanım sen olmuşken, her tarafım seni anımsatırken, daha ne kadar kaçabilirim senin varlığını inkar etmekten. İçimde yarattığın boşluğa bile, soluduğun hava doluyor her nefes çekişimde. Yine nefes nefese kalıyoruz içimde bir yerlerde. Başka sevdim seni. Bu yüzden, o kadar yalnızlaştırdım ki seni içimde, ne yana dönsem sana çarpıyorum.

Devamını Oku
Murat Karabulut

Hayat ne kadar tuhaf değil mi?
Bir zamanlar uğrunda ölebilecek kadar sevdiğimiz birini, şimdi unutmak için geberiyoruz.
Ondan gelen bir "CANIM" mesajı kalbimizi durduracak kadar heyecanlandırırken, şimdi adını dahi görmek nefret sebebi.
Gelirken bir şey sormadıkları gibi, giderken "GİDİYORUM" ları sıralarlar boğazımıza.
Bir de "ALLAH'a emanet ol" demezler mi?
Ulan zaten başka kimimiz var ki?

Devamını Oku
Murat Karabulut

Gün geliyor, kimseye kırılmıyorsun. Çünkü, kırıldığına değmiyor, üzüldüğüne değmiyor. Alışıyorsun bütün yaşadıklarına. Ve öyle zamanlar oluyor ki, ne birini tanımak istiyorsun, ne birini sevmek istiyorsun, ne de birine daha güvenmek istiyorsun. Herkes aynı gibi geliyor ve herkes aynı kırgınlıkları avucuna bırakacak korkusu yüzünden elini, avucunu hatta yüreğini açamıyorsun, gerçekten sana iyi gelecek olan insanlara. Ve artık birini tanımak, senin için zaman kaybından başka bir şey ifade etmiyor. Birinden soğumanın cezası, bininden vazgeçmek oluyor. Sonra birileri çıkıyor, seni anlamış gibi ya da anlayacakmış gibi gelse de aslında sadece “gibi” olarak kalıyorlar. Ve sen yine düşüncelerinle kalıyorsun, öyle yorgun, öyle bitkin ve hala aynı yerde. Güzel cümlelerle teselli etmek adına, “herşey geçecek, bir gün mutlu olacaksın” diyorlar, çok kırıldığından, o günü yaşama hevesin de kalmıyor, sonra o günü beklemekten de vazgeçiyorsun. Gelecekte mutlu olma hayalinin bedelini, şimdiden kırılarak ödüyorsun. Bir gün mutlu olmak için her gün üzülüyorsun.

Devamını Oku
Murat Karabulut

Gidene ağlamaz kadın! Bir kadın ağlıyorsa, terkedildiği için değil, kalbinde açılan lüzumsuz yaralar yüzünden ağlar. Kolay kolay ağlamaz bir kadın. Yani biri için dökmez gözyaşlarını, ya değmediği için, ya da sevgisine boyun eğdiği için ağlar. Ve kadın ağlarsa, gözden değil yürekten ağlar. Eğer yürekten ağlıyorsa bir kadın, onuru kırılmıştır, güveni kırılmıştır, hevesi kırılmıştır. Herkesten, herşeyden hatta kendinden bile kaçar, yine kendine saklanır güveni kırılan bir kadın. Çünkü, arkasına sığınacak, birine daha güvenecek mecali kalmamıştır. Giden için ağlamaz kadın, içinde ukte kalmış yaşanmamışlıklara, kırılmışlıklara, en çok da değmemişlere ağlar kadın. Avaz avaz susar, susa susa ağlar bir kadın, saçlarının her teline astığı hayallerinin yanına bir de içindeki çocuğu asar. Bahaneleri değil, gerçekleri olur seven kadının. Bu yüzden, gerçek sevmeleri, hep yalan insanlara ağır gelmiştir, yarım kalmıştır, biraz da eksik...
Eğer ağlıyorsa bir kadın, bittiği için değil, yaşama hevesi ç’alındığı için ağlar. Çok sevmese de, güzel sevebilir bir kadın, temiz bir sevginin yakışacağı yüreğine, yara açıp gidenler olmazsa eğer.

Devamını Oku
Murat Karabulut

Artık eskisi gibi hatırlamıyorum seni. Unuttum gibi, biraz da hatırlanmaya değmezmişsin gibi. Güldüğüm zamanlarda aklıma gelip, gözyaşlarıma sebep olmayacaksın, ya da “mutlu olduğum anların katili” yazmayacak sana dair lügatımda. Dağıttığın yerden toparlıyorum kalbimi. Ve sen, unuttuğum yerden hatırlanmayacaksın bundan böyle. Şimdi, herşeyini topla, çık git aklımdan. Çünkü, gitmek asıl şimdi yakışacak sana. Dedim ya, eskisi gibi hatırlamıyorum seni. Arada bir aklıma geliyorsun, sonra dağıtıp gidiyorsun.

Devamını Oku
Murat Karabulut


Eğer bir kadın sevmekse niyetin, güçlü ve neşeli bir kadını sev. Çünkü o kadının gülüşünün ardında, kocaman hayal kırıklıkları vardır. O, kendinden daha çok sevdiği insanların bıraktığı enkazı taşır yüreğinde. Bu yüzden güçlü görünmeye çalışır, gülmeye çalışır, hiçbir şey olmamış gibi, herşey yolundaymış gibi görünmeye çalışır. O kadın sevmeye korkar, yastığında gözyaşı biriktirir, gözyaşlarına hakim olamaz ve o an belli olur ne kadar yaralı olduğu. Eğer gerçekten bir kadın sevmek istiyorsan, yüzünde tebbesüm olan kadını sev. Çünkü o kadının tebessümünün altında yalnızlığı yatar. Ve bu yalnızlığı, kimse olmadığından değil, kimsesi olmadığındandır. Onu anlayacak, sevecek, güvenecek adam olmadığından güçlü görünmek ister. Herşeyi birbirine uydurur da, yüreğine seven birini uyduramaz. Canı çok yanmıştır aşktan, Sevgi ister, şefkat bekler. Bu yüzden kimseye söyleyemez. Çok sevmiştir zamanında, çok canı yanmıştır ama aşktan ve sevmekten vazgeçmemiştir. Uzaktan neşeli ve güçlü görünen, ama hayattan umudunu kesmiş bir kadındır o. Yaşanılan bütün acıları sineye çektikten sonra, hayata bir yerden başlamaz o kadın, ya bileklerini keser ya da saçlarını. Çünkü bileklerinde kokusu, saçlarında sevgisi vardır. Güçlü kadınlar ölmeye sevdiği yerden başlar.

Devamını Oku