...Sonrasında dedim ki,
İçim geçmiş!
Çıkar yol var mı?
Hepten tutuklundum,
Baka kaldım, yutkundum,
Ayak izine...
Şiirler dünyasındaki kral
Dut dökmüş kedi, yoksa bülbül müydü?
Yüzünde o şaşkın ifade,
Elinde kırık vazo,
Bakındı mahiyetine, kaşlar mahsun,
Dudaklar bulldog köpeği.
"Karanlığa gideceğim, ışık lazım" dedi kızım.
Evlat! Aydınlık için, için için yanmak lazım.
Tevbesiz yangın olur mu hiç?
Aydınlık için, harlanan kor;
Aşkta mı? Ataşta mı?
Yardan mı? Yoksa yaradan mı?
Kıvılcım, bir yangının başlangıcı
Düştümü aklına, yakar bitirir alev, alev.
Tutuşursun, harlanan ateşin tutkusuyla.
Düştümü gönlüne, yakıp bitirir alev, alev.
Yanıp, bittiğinde
Narasın,
Bakan bendim, gösteren O!
Görmeyi geç, bakmayı bilmeyen ben
Gözü verip, ışığı yaratan, sonrasında gözüme sokan yine O!
Akabinde idrak veren gene O!
Bilmezdim, bilmediğimi
Böğrüme böğüren bir öküz oturdu!
Gözümün yaşı içime akıyor.
Yapamadım, olamadım...
Zincirliyim,
Nefsimin mapusunda.
Erisin zincirler.
Şiir olsun diye,
Yuvarlarken samimiyetten
yoksun kelimeleri,
Harcanan zaman oldu...
Ben oldum, sen oldun,
Harap oldu.
Söz mü? I?
Ne diyorsun? !
Olur mu? !
Belki; .. nasip...
Söz dediğin nedir ki;
Kor, har, ateş, yangın, gam, keder, dert, alev,..
daha ne diyim!
Yok ki bir ah, ne dileyeyim?
Başlı başına...
Aşina durumlar içinde
Buruşturulmuş bir kağıt parçası,
Sırtında kamburu, yüzünde çizikler.
Gölgesinde bir ferman, bir mürekkep bataklığı. Yaşanmışlıklar seli, nihayetinde koca bir Ah
Ah ki ne ah. Beyhude...
Bir çocuk ki, sürüklerken kumandanı,
Ardı sıra giden ordular...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!