İnadına Yaşamak....
Muhsin KOÇAK
Göçebe hayatın neresine kurarsanız düş çadırını,
Dört mevsim zemheri geçer düş,
törpüler yosma hayat avuntularla ömrü,
hüzün nar çiçeği gözlerde,
bekleyiş, umut olur doğmamış sabaha
Cehennem harında üşür sensizlik,
cama vuran damladan sakınır korkular,
ellerim boşta ölürüm deyi,
ezberlediğim duaları unutur dilim,
ve sen gelirsin gözlerime...
bahar kokusu sızmaz karanlık odam,
ışıksız zulamda donakalır özgürlük,
yastığım hasret,
yorganım yoksulluk,
elim, asılı kalır tenha sessizlikte,
doğmak bilmez şafak prangaya,
kör karanlıklar yoldaşım,
ay cilveleşir fahişe bulutlarla,
yıldız, kündeye getirir geceyi,
melankolik sevdalar sarmalar düşleri,
ve ben hayatı ıskalarım yaşanmamış öykülerimde,
romanlar yazarım gözlerimde, kahramanı yok,
figüranı olur umutlar pembe dizelerin...
bir o yandan bir bu yandan vurulurum,
ellerime sakladığım ben çekilir tırnaklarımdan,
hasret sancılarına diz çöker yalnızlıklarım,
canımın tılsımında bir can,
patikasında ölürüm zamansız gitmelerin...
umutsuz dizelere sığınmak kalır yarın,
gün pembe bulurlar yağdırmaz, kan revan.
dün acıları gözlerime miras addedilen,
dejenere an sevişir kahpe fakında hayatın...
yirmibirinci asır medeniyet sızmaları,
kör karanlık nasip masum gülüşlere,
hakkıdır her insanım diyenin,
onuruna yakışan sade bir yaşam...
insanca yaşam...
KOÇAK
18.03.2010
İstanbul...
Gül kurusu ten,
göz-göz hasret
sevda,ölüm yüklü
kırağı düş, kor beden
bir ben bilirim yürek acısını
Ay ışığı sevdaya yarasa yürek,! ! !
Gündüz acı doğurur,
gecesi ihanete gebe!
Çarpar, yürekler haraç mezat.
Alıç ağacı olmalı bozkır yürekte.
Gün ışıdı- Deniz heybetinde,
Var-olmak, dar-ağacı,
ölüm- ise bedel, içerim,
gül gamzelerimde...
kahpe asır, onur-lu bir saniye
Sırtında,Zulmün kirli gömleği
sahteliğine işlemiş riya dünyaların
Beynine nefer, acımasızılığı benliğin
Sevdaya ihanet kurşunu,
sadakate kahpe izleri bulaştı...
Bu sevgi bu sevda,
yürğimi tenimden ayırır,
alır beni benden yar’ de bitirir,
kök hücrelerime dinamit,
yüreğime atom şiddetinde
her bir parçasını bir aleme savurur,
kork-muyorum artık,
ölümden, hayattan öte...
Varma üzerime,
varma dedim
KAHPE KININDA SAKLI ÇAKAL, varma...
korkunun yoktur faydası ecele,
Demir aldı acı limanından hasret
dümeni kırık bir sal içinde,
klavuzu yoktu özlemlerin
yelkenler fora bir sozsuzluk
bulut kümesi ağustos harı
Yaşayamadığım çocukluğum, göremediğim gençliğim saklı taş duvar,
Yoluna hasret ektiğim, bozkırında kahır biçtiğim
Söğüt gölgesinde bıraktığım düşlerimi, kardelenine sakladığım hasretimi
Alnıma kader kazınmış yoksulluğa hapsettim,tenimden birer birer…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!