gece karanlığına adanırken mahzun bakışlar.
isyansa seni sevmek bin kez isyanımdır eylemim,
adın yüreğimde yazılıdır assınlar beni ne çıkar,
ki kulaklarımda çınlanır ayak sesleri ölümün.
rüzgarı bekleyen bir pervane şimdi sevda,
ko’ma beni gözlerinle gül mevsimidir ölürüm,
seni sende değil be kendimde bulurum.
geçen eylüldür durur ende gölgesi
ıslak kaldırımlara düşüyorken sevdanın sesi
ko’ma beni gözlerinle gül mevsimidir ölürüm
Yağmurdan önce gel, pencerem açık
Gör, kalbimde kuşlar çığlık çığlığa
Acizim, ocağına düştüm mülteciyim
Bin adres olur ellerim ıssızlığına
dinle, heybemde yoksul bir ıslık
hem kalabalık hem münzeviyim
farzet ki gülüm,
aysız gecelere küskünsün
gönlün düşmemiş yabancı iklimlere,
suskun ve öfkeli bir kasırgadır gülümseyen,
dudaklarına yakıştırdığın hüzün.
sabret her şafak yazgın,
mührünü vurmuş gecemize mutluluk senfonileriyle şehirleri yakan,
rubaileri ölüm nidalarıyla dudaklarında kavuran ses.
akşamlarımı ıslatan yarınım! karanfiller savuran kadın!
bir kurşun gibi taşı gözlerinde, korkulardan süzüldüm ara beni.
karanlık gecelerden sakındım çocukların korkusunu paylaşarak,
bilinmesin dedim büyücülerin gözlerindeki yalancı tebessüm,
iki katlı ahşap bir ev, isli gaz lambası;
kireç badanalı oda, sessiz ve kimsesiz.
duvarlara çarpıyor çığlıkları annemin,
belki de annem melankolik bir şarkı söylüyor,
beyaz bulutlar ve gölgelerden habersiz.
yüreğinden bir ses beni çağırıyor
yolumuz ayrıldı ölüm bezendi, kutsandık
beraber yürüdük kuşlar ve hep aynı ikindi.
gümrah bir nehirdi benim düşlerimde gördüğüm,
bir de yaklaşan gölgeler; biçimsiz ve karanlık.
- gülüm sabahı kirpiklerine dolamıştı.
sesler ve sükut yüreğimde bir kördüğüm,
Yeni şiirlerinizi bekliyoruz. Selam ve saygılar...