- 
 
21.06.2012 
- 
 
14.09.2009 
- 
 
08.04.2012 
- 
 
29.07.2012 
- 
 
17.08.2012 
- 
 
26.05.2012 
- 
 
16.09.2012 
- 
 
15.05.2013 
- 
 
13.12.2012 
- 
 
08.12.2012 
- 
 
22.01.2013 
- 
 
13.12.2009 
- 
 
04.10.2010 
- 
 
17.04.2010 
- 
 
26.08.2011 
- 
 
29.11.2012 
- 
 
20.07.2012 
- 
 
03.07.2012 
- 
 
20.01.2012 
- 
 
16.01.2012 
- 
 
21.08.2012 
- 
 
31.10.2009 
- 
 
25.06.2011 
- 
 
17.01.2012 
- 
 
11.04.2010 
- 
 
11.03.2010 
- 
 
18.09.2011 
- 
 
30.07.2012 
- 
 
28.04.2012 
- 
 
11.12.2011 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Uzun uzun hayat hikâyesi anlatmayı pek sevmiyorum. Dede korkut hikâyelerinde bir bölüm vardır. Orda çocuklara büyüyüp, bir kahramanlık ya da güzel bir iş yaptıklarında isim koyarlar. Onun gibi bende henüz bir kahramanlık yapmış değilim. Anlatacak çok fazla bir şeyim yok bu anlamda; yaşadıklarımı, yaşamak istediklerimi ve yaşayamadıklarımı ya da duyduklarımı, hissettiklerimi şiirlerde anlatmaktan yanayım. Zira şiir hayatın aynası hatta ta kendisidir. Şiir, anlatılamayanı, anlatılmayanı anlatmaktı ...



