Sevdamız bizimle yatıp kalkar
Dolmaz alnımızdaki derin izler
Yaşadığımız iman ettiğimiz kader
Alnımıza nurla yazılanlar bizi bekler
Düşersek bir zamana yenik düşeriz
BABADIR HARPUT
Tarihi başlar metal çağlardan
Kervan yolları geçmiş Harput’tan
Bakır, krom, vişne mermerden
Önce insan, sonra cevher çıkar toprağından
Kat kat evler yığılmış üst üste
İnsanlar yaşar bir birinden habersizce
Çoğu zevki sefa sürer bu evler içinde
Kimine hüzündür bu hayat kimine eğlence
Azrail gelmiş alıyor canımı
sen kayıp kentin ressamı
burada mevsim kış
senden önce
ben
üşüyen çocuk
bir ayakkabı ve eski bir mont
bu gün bu kenten ayrılan
ey yar
sen
ara ara degil
yörüngemde sürekli dönen
kızıl bir özlemsin..
Bir yer düşlüyorum
Yeşili mavisi bozulmamış
Yaşayan insanları şeytanlaşmamış
Ufuklar ötesinde bir yer düşlüyorum
Mutlulukların kol gezdiği
Göz yaşı dökende kanlı gözler
Gökteki ay gibi yalnızdır insan
Boğaza hançer gibi saplanıyorsa hıçkırıklar
Koskocaman dünya küçülür içine sığmaz insan
Yanaklardan süzülünce damla damla göz yaşı
ben sözcükler mühendisi değilim,
zamansız elveda edenleri özlerim
mesela annemi
barışı
uğuru
özlemi özlerim....
Havada açık kalmıştı sağ eli
Biraz da kambur olmuş ince beli
Sözü yarım kalmış kurumuş dili
Hülyalara dalmış sanki rahmetli
Derin çizgiler var alnında boydan
Salık bir boşluğa bıraktım kendimi
Hazan değmiş yaprak
Dalından koparılmış
Ayak dibine düşen gül gibi
Tarihsel bir devinim geçiriyor
Yaşama şansı mucize bekleyen yüreğim.
Tebrikler güzel ve yürekli dizeler
su hayata özgürlükse
çocuk gelecektir bir millete..............
Kutlarım, mükemmel anlatımdı.10