Kokuyoruz.
Ölüm kokuyoruz hem de en ağırından.
Çürüyoruz.
Aşk,para,şehvet içerisinde.
Bir atomun etrafından döner gibi düşün.
Dönüyoruz,dönmekteyiz.
gittiğin günden beri;
şarkılar orospulaşmış,
şiirler kutsallığını kaybetmiş,
yaktığımız sigaralar sönmemiş, yatağımız soğumamış.
mezarlar tıka basa.
Papatyalar darağacı olmuş kuşların,
ve her sevginin vardır bir evveli,
biz yeni nesil dedikleri olmayacağız.
asırları balçıklarla sıvayıp
Ademin her fecirde Havva'yı araması gibi dualarım sarmaşık olup gökyüzüne,
seni bana getirecekse şayet;
elma şahidimiz olsun, ahirimizin.
çarşafı bozuk yataklardan günaydın.
günahlarımız;
benliğimize işlemiş her adımımızda ateş bırakıyoruz ardımızda.
küçükken ensemize yediğimiz tokatlardan çıkarıyoruz, öykülerimizi.
neyse.
büyüdüm...
dudaklar, sarhoş hem de meyhaneler.
teninde kurduğum o güzel şehri kim yıktı sevgilim.
omuzlarından doğru ateşe verdiğim saçlarını kim incitti.
her ne kadar uğraşsam da cennete bakan gözlerini kim çevirdi günaha.
benim, kirlenmesin diye tutmadığım ellerini kim öptü.
şu da bir gerçek ki;
bazıları yaşadığı hayata hükmetmek ister, kimisi kölesi olur.
fakat şu var ki biz hükmedeyiz, hükmedici değiliz.
yaşayacağımız ailemizi, adımızı, yaşadığımız evi, zenginliği, fakirliği, altımıza bineceğimiz arabayı ve bunun gibi milyonvari şeyler.
sebepler sonucu buradayız.
bilemiyorum.
bazen dengeniz hitchcocks'ın dengesizliği gibidir.
gelişi güzel nefes bozuklukları,
duvarla haftanın dört günü yastık seansları,
hardcore arabesk lirik kuşakları,
ultra keskin jiletlerle vücuda kazınan ablaların esamesi,
odanın her metrekaresine sığacak sigara mayınları, üstüne düşen her yağmurda rakı beyazına bürünen alkol kuklaları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!