Son olacak mı bu gidişler
Aklıma hükmeder serzenişler
Bilinç arkasından gelen seslenişler
Gitmekle bitiyor mu bu işler
Kalsam da geri dönmez mi gülüşler
Ay ışığından titrek bir mum yaktı kendine
Nefes almıyor bir üflemede söner diye
Karanlıkta kalmasın diye
Soğuktan donmasın diye
Ay ışığından titrek bir mum
ve karşısında nefessiz bir adam
Ufkun daralıp bittiği o nokta
bir şeyler mi anlatıyor insana
Koskoca bir denizin sonu da
minicik bir karıncanın boyutunda
Güneşin yakan bakışlarının altında
ya da sönmekteki bir mumun ışığında
Kâh gelir kâh da gider bu saatlerde
Dermansız acının o derin kasveti
Hicran üstü cevap aranır suallerde
Bulunmaz saklı vadilerin kor serveti
Bazen gam bazen öfke söyler derin sözü
Sabaha çıkmaz bu hasta...
Karanlık odası,
matem dolu... Her yeri..
Tüm alemi yasta ve yanmış
olan köhne bacası
hastanın,is dolu... Her yeri...
Kaderle arasındadır yaşananlar
Pek şanssız derler belki arkasından
Çok defa yenilmekten yansıyanlar
ve çok düşmekten kıvranan bacaklar
Kaderine ışık tuttuğunu sanmaktalar
Lakin bir damla gözyaşı damlatanlar
Dikenli yolda çarıksız yine bir başıma
Dolanıyorum kirli kuytu topraklarda
Ay ışığının akı düşerken saçıma
Sabahlayacağım şu kaldırımlarda
Ey yusufi
Buldun yine dermansız bir derdi
Uzun gecelerde ruhun sıhhati
kayboluyor yine
Ve tanıdık gelen yabancının
farklı farklı yüzleri
Aşıkları mest eden bakışlar
Zulmün çok uzağından doğar
Zehir akan dere olur da taşarsa
O vakit bakışlara hüzün dolar
Büsbütün bir kaya gibi bakmakta önümden
soğumuş ama kurak olmayan gözlerime.
Sanki sarsılmaz gibi onun sisleri tülden
ve hiçbir zaman kulak asmayacak sözlerime.
Bu uzun zaman vaktinde belki de hislerimden
bir alacak davası vardır bu rüzgarın eserken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!