Bir ay gelir, nurla dolar her diyar,
Gönüllerde yankılanır tekbirler, ezanlar.
Melekler saf saf iner arza,
Rahmetin gölgesi düşer semadan.
Geceler nurlanır, gündüzler arınır,
Ey nefis! Daha kaç defa yanacaksın?
Ateş çağırır seni, duymuyor musun?
Günah yükünle nasıl dayanacaksın?
Azap kapıda, hâlâ uyuyor musun?
Bu şiir; yalnızca birkaç mısra değil, ümmetin gözünden düşen son yaşlar, kırılan son sessizliktir.
Bu şiir, yeryüzünün dört bir yanına dağılmış ve adeta unutulmuş gibi görünen ümmet coğrafyasının feryadıdır.
Gazze'de yıkılmış evlerin altından çıkan Kur’an sayfaları kadar mukaddes,
Doğu Türkistan’da gizli gizli ezberlenen ayetler kadar hüzünlü,
Arakan’da denize dökülen umutlar kadar sessiz,
Dönüyor dünya, bir sır içinde,
Kiminin cebinde, kiminin düşünde.
Ama nerede kaldı insanlık sözü,
Herkes kendi derdinde, kendi özünde.
Gökyüzü gri, denizler karanlık,
Bir garip hüzün çöker ömrün ufkuna,
Sessiz çığlıklarla yankılanır ruhuma.
Zaman denen zalim, hoyrat bir rüzgâr,
Savurur hatıraları, bırakmaz bir an bile.
Gözyaşı, toprağa düşen solgun bir gül,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!