Bir pazar gecesi bugün,
Hatta belki bir sabaha karşısı,
Tüm vakitlerin.
Yani sanki kainatta ki tüm zamanlar,
Bekaretini henüz kaybetmiş yelkovanlardan,
Akrepsi vakitler kusuyor,
Hem de kürtajımsı bir renkte.
İşte böyle yanıyor canım bu gece.
Böyle söküyorsun cenin sevgini içimden,
Dünya yedi günde yaratıldığı için mi?
Tanrı pazar gününü tatil ilan etmişti?
Ya da dur!
Anımsayamadığım,
Saçma sapan bir hatır için,
Bu simli varlığım ile,
Tanrı'yı kızdırmayayım...
Belki de bir matruşka mavisi ile boyanıp,
Pandora'nın kutusuna kapatılmalıyım...
Kendimi tam da bir pazar günü,
Öldürmek istemiştim hep.
Pembe bir ruj sürüp dudaklarıma,
Kimsenin benim kadar güzel görünmediği bir anda.
Bu yüzden,
Mitolojik janjanların isimlerine,
Harf sayılarının ağırlığı kadar,
Asacağım kendimi...
Hem de hemen şimdi.
Ayaklarım aptallığımı itekleyerek,
Beni boşlukta asılı bırakacak.
Sonra kırılmış boynum ile,
Kırılmış hayallerim arasına bir dikiş atıp,
Umudumu o dikişler üzerinde,
Bir sirk cambazı edası ile,
Mütemadiyen yürüteceğim.
Kırılmış boynuma,
Çekilmesi zor ağrılar iliklenirken,
Ben kuşların beni,
Yeniden uçurmaya çalışma çabalarını seyredeceğim.
Ben bugün simsiyah bir maviyim...
Bugün önüme gelen her adamla,
Senin için sevişeceğim.
İşte böyle terk ettin sen beni bu gece.
Fahişe vakitlere hapsedip beni,
Kim bilir hangi orospunun bacakları arasında,
Şehvetle kıvranıyor varlığın,
Oysa benimde denizim vardı,
Bacaklarımın arasında...
Ve ben her günahta,
Seninle hatta senin yerine yanmaya razıydım.
Dört büyük dinde de,
Sadece bizim sevişmemiz yasaktı bir tek.
Değmezdi evet,
Bir kaç dakikalık bir haz için,
Seni bir mülteci gibi,
Vajinamdan içeri,
Üstelikte kalbime kadar,
İteklemeye değmezdi.
Çünkü;
Seni seviyorumlar ile sevişmemiş bir adamdın sen.
Çünkü gidilecek her yere gitmiştin,
Benim dışımda...
Bu yüzden midir emin değilim.
Kendimi cezalandırırcasına,
Bal damlası rengindeki saçlarımı,
Balkondan sarkıttım bugün...
İpsiz ölünür müydü kısa mesafeli balkonda?
Ve başımı yukarı kaldırdığımda,
Bulutlar arasından Zeus'un tapınağı aralandı..
O an anladım beni herkesle aldattığını,
Çünkü,
Yalancı Tanrılar tanıdım ben sevgilim...
Sana inanabileceğimi nasıl düşünürsün,
Yine de üzüldüğüm tek şey oldu...
Cüzzamlı bir narsisitmişim gibi,
Benden kaçışların,
Beni deli ediyor artık...
Oysa ben o çamur, çirkef dolu ellerin ile,
Dokunmana yine de razıydım...
Herkes kadar bile olamadım,
Şimdi cennetine sıçtığım bir cehhennem ile,
Beni baş başa bırakırken sen.
Hadi şu "Sen benden iyilerine layıksın" değil,
"Ben senden iyilerine layığım" lakırdılarının olduğu dudakların,
Umarım susuzluktan kurur bir okyanusun ortasında.
Umarım son duyduğun söz bu olur.
Bugün sevişe sevişe öldüreceğim kendimi...
Gel kurtar acıyorsan beni,
Ve ya o kemiksiz kendini.
Adressizliğim de kaybolmazsa tabii,
Gelmeyişlerin...
Kayıt Tarihi : 26.12.2014 22:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!