O gün,
29 Ekim'de,
Anadolu'nun göğsüne
bir güneş doğdu.
Karanlığı yaran,
en parlak,
en cesur güneş...
Adı: Cumhuriyet!
Sadece bir kelime değildi bu,
bir yönetim biçimi hiç değildi.
Yedi düvele karşı kazanılmış,
kutsal bir zaferin tacıydı.
Yorgun topraklarda,
küllerinden doğan bir milletin
gür sesiydi bu.
"Artık yeter!" diyenlerin,
"Söz milletindir!" diyenlerin sesi.
Mustafa Kemal'in gözlerindeki
o çelik mavisi ışıktı;
çizmesi delik kahramanların
yüreğindeki köz ateşti.
Nene Hatun'un duası,
Şerife Bacı'nın kağnısındaki vefaydı.
Al bayrağa sarılı şehitlerin
bize bıraktığı
en kutsal
en ağır
emanetti.
Cumhuriyet;
bir çocuğun elindeki tebeşir,
bir kadının seçme hakkı,
bir gencin kürsüdeki hür fikriydi.
Fabrikada tüten duman,
tarlada yeşeren buğday,
okul sırasında parlayan
o bir çift meraklı gözdü.
Cumhuriyet;
"Kimsesizlerin kimsesi" olmaktı.
Ayırmadan,
kayırmadan,
bir olmaktı.
Geçmişten geleceğe uzanan
yıkılmaz, sağlam bir köprüdür.
Demokrasidir,
özgürlüktür,
akıldır,
bilimdir,
aydınlıktır.
Bugün,
o güneşin altında
dimdik yürüyoruz.
Omuzlarımızda bu onurlu yükle.
Biliyoruz ki,
bu miras
sadece dün değil,
bugün ve
asıl yarındır.
Korumak,
yüceltmek,
ve sonsuza dek yaşatmak
bizim boynumuzun borcudur.
Kutlu olsun
en büyük bayramımız!
Kutlu olsun
102. yılımız!
Hasan Belek
29 Ekim 2011-Akçay
Kayıt Tarihi : 29.10.2025 17:48:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Kıymetli yorumunuz için en derin teşekkürlerimi sunuyorum değerli dost.
Selam ve saygılar sunarım ???
Kıymetli yorumunuz için en derin teşekkürlerimi sunuyorum değerli dost.
Selam ve saygılar sunarım ???
TÜM YORUMLAR (3)