Hatırlıyor musun?
Minik ,minik ellerimiz vardı.
Ve hep kocaman gülümserdik.
Erik ağacının gölgeside ne güzeldi.
Ya o kibrit kutusundaki tuza banıp yediğimiz erikler
Annem seslenirdi.
"Çocuklar karnınız acıkmıştır."
Ve biz ona doğru koşardık.
Birer dilim salçalı ekmeği alıp yemyeşil çimenlerin üzerinde hem yer hem hayallere dalardık.
Gök kocaman bizse küçücüktük.
Ve biz hep onun koynunda olmayı düşlerdik
Önce bir sürü balon alıp kendimize bağlamayı düşünmüştük.
Ancak köyümüzdeki balonlar uçmuyordu.
Şehirden uçanını almak içinde paramız yetmiyordu.
Sonra yanlış hatırlamıyorsam bir ramazan günüydü.
TV'dede Hezarfen Ahmet Çelebi'den bahseden bir program vardı.
Ogün sen yoktun .
Ben bulduğum tahtalardan muşambalardan kanat yapıp tek katlı evinizin çatısından kendimi yere bırakmıştım
Ancak tahtalar o kadar ağırdı ki bir kanat çırpamadan yere çakılmıştım.
Sana anlatınca baya gülmüştün.
Sonra köyümüzün üzerinden arkasında iz bırakan uçaklar geçerdi.
Aaaa şurdan kalkmış şuraya gidiyor derdik.
Ne günlerdi ama
Güneş sapsarıydı.
Şimdi yaşlanıyor mu ne
Sonra hayallerimizle büyümüştük.
Sen vatan hizmeti için askere
Bense eğitim için kıbrıs'a gitmiştim.
Sen bir helikopterin bense bir uçağın içerisindeydik.
Ve ellerimiz minicikti.
Kayıt Tarihi : 11.11.2025 13:42:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin hikayesine gelirsek çocukluğumuzda Ertan sadıcımla uçmayı ışınlanmayı ve görünmez olmayı hayal ederdik bu şiirin konusundada bu çabamızı belirtmek istedik ancak bu çabamız çok uzun soluklu değildi nitekim ikimizinde pilotluk gibi bir hayali olmamıştı.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!