nilgün gelinlik giydiğinde
topraga cemre düşmüştü
bademler yemişe durmuş
nergizler yeni açmıştı
nilgün gelinlik giydiğinde
torosların yükseklerine
kuşbaşı kar yağıyordu
şehrin varoşlarında
balonu patlayan bir çocuk
hıçkıra hıçkıra ağlıyordu
nilgün gelinlik giydiğinde
gerdanının orta yerinde
kızıl bir gül kanıyordu
bir yastıkta kocatsın çığlıkları içinde
aşk denilen o cehennemi
daha yeni tanıyordu
güzelin kaderi olmaz diye
milattan önce sıfır onsekizde
pişmiş tablet üzerinde
emir olunmuş herkese
unutma yanılma müstesna
aynen aslı gibidir kirvem
şol rivayet
ol hadise..
Kayıt Tarihi : 8.8.2009 09:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirin tadına varmak isteyen herkes,lütfen önce''Milattan Önce Nilgün (1) '' i okusunlar.Çünkü Nilgün(2) o şiirin devamıdır.Saygımla...

Allahım çirkinler talihi ver..
Çok hoştu nilgünü kaleminizden azıcık da olsa tanımak.
Ben insanım insan böyle sever diyor sevdiğim de insan o da bizim mahalleli diyor.Yani melek değil.Sevdiğinin bedeni özelliklerini nasılda apaçık saymış bak diyor işte ben böyle bir kız sevdim kadın sevdim.Çok arı duru zerre kadar yalan yok hayal ürünü değil hayattan bizden olan şekliyle tarif ediyor hem sevdiğini hem kendisini.
Şu tarife bakınız ‘’kurban bıçağından kan damlar gibi gözlerinden şehvet damlardı’’ diyor.Yani öyle çekici, öyle güzel, şehevi, öyle Samimi ve insandan ona bakan çöpçünün süpürgesi, Sıvacının malası, berberin usturası elinden düşerdi diyor.hiç bir hayali imge özenti cafcaflı söze başvurmadan nasıl da yüceltiyor sevgisini.Tamamen gerçekçi kendisini sevgilinin karşısında nasıl küçültüyor.’’Kendimizi bir bok sanıp diye’’ ifadesi ile.Sevgilinin çevresinde kim varsa halası teyzesi anası kim varsa küçümsüyor.Onu verdikleri adamı da küçümsüyor.İkinci şiirde tarifler gerçekçiliğini hiç yitirmeden şaha kalkıyor adeta.Sevgisini yüceltiyor da yüceltiyor.Ama hep gerçekçi.Zerre kadar abartı yok, boşluk yok, duygu dolu kelimelerle ‘’o gelinlik giydiğinde toprağa cemre düşmüştü’’ diyor.Daha açıklanacak o kadar incelikler var ama lüzum yok zaten şiir oldukça anlaşılır ben sadece gerçekçiliği çok beğendiğim için izahat gereği duydum bir bakıma da kendi kendime.
Allah ım bu nasıl bir şey ne büyük aşk bizi de duçar et ne gerçek aşk. Kavuşamadığı sevgilisinin Zifaf gecesinde başkası ile yaşadıklarından duyduğu acıyı bile anlatmış öyle gerçek öyle kendinden biliyor sevgilisini ve öyle seviyor. Ve finali aynı gerçeklik, tarih boyunca diyor güzeller kendileri gibi güzelliklere kavuşamamıştır kaderleri çirkindir diyor.
Bütün şiirlerini okudum. Hepsinde de aynı tarz aynı gerçekçilik. Kemal İspir’in değeri bu dur işte. Onu büyük yapan ayrıcalıklı yapan müstesna yapan bu dur. Tamamen gerçek taa hayatın içinden sizden bizden onun şiirlerini okuyan herkes kendinden bir şeyler bulur ya da gerçek hayatta olanı görür. Kendisinin değeri zannımca çok sonraları anlaşılacak, geniş toplum kesimleri çok sonra tanıyacak modern Türk şiirinin önemli köşe taşlarından birisidir. Bu büyük Usta’nın kendisi nasılsa şiirleri de öyle atma, tutma, üfürme yok, caka satma yok bilgiçlik, Ukalalık yok. Aksine kendisini ancak yakından tanıyan ve takip edenlerin farkına varabileceği korkunç bir mütevazılık, alçak gönüllülük, dürüstlük, derin bir bilgelik var. Tamamen bizden tamamen doğru yolda ve doğru yolu gösteren. Ömrü uzun olsun öğreneceğimiz çok şeyler var kendisinden. O aynı zamanda yaşayan bir okuldur genç şairler için bana göre.kendisine şükranlarımı sunuyor saygıyla selamlıyorum.
kutluyorum,sevgiyle...
TÜM YORUMLAR (11)