Bir geceydi…
Sen gittin,
ve ben o anda anladım:
insan kalbi sadece kan pompalamaz,
birini kaybedince
mezar taşına dönüşür.
Gökyüzü üstüme düştü o gün,
yıldızlar avuçlarımda değil,
gözlerimde söndü.
Her damla gözyaşı
sana ulaşamayan bir dua oldu.
Mihrimar…
Sen bana ölümü öğrettin,
ama yaşamak hâlâ sende gizli.
Gidişin, ruhuma açılmış en keskin bıçak;
kanıyor hâlâ,
ve ben bu kanı durduramıyorum.
Aynalara bakmıyorum artık.
Çünkü orada gördüğüm yüz,
sana bakmadan çürümüş bir yabancı.
Her kırışığım senin adını fısıldıyor,
her saç telim senin yokluğunla beyazlıyor.
Ey aşk…
Sen niye bu kadar adaletsizsin?
Bizi ölümlü kıldın,
ama hislerimizi sonsuz yaptın.
Sevdiğim beni öldürdü,
ama ben hâlâ onunla dirilmeyi bekliyorum.
Biz iki meyveydik,
aynı dalın farklı uçlarında.
Sen erken düştün toprağa,
ben hâlâ dalda sallanıyorum,
ama biliyorum…
Aynı kökün karanlığında
yeniden buluşacağız.
Ve işte o gün,
bütün bu acı bitecek.
Ama şimdi…
Sen yoksun,
ben ise hâlâ senin adını kanayan bir yaradan fısıldıyorum:
Kayıt Tarihi : 12.9.2025 01:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!