Mevsimler
İtalyan kunduraları çamura bulanmış, dilinde bir bahar ezgisi ve Türk kumaşından bir siyah palto üzerinde bir adam elleri önünde
Islak kaldırımlar dövülüyorken yağmurla ve saçları gözlerine düşüyorken titrek gözlerinde kinayeli bir gülümseme
Kış hallerinde bir soğuk surat ve iklimlerinde sabahsız gecelerin bir sarhoşu bu, bir bir yaktığı düşünceler sönmüşler önünde
Geçmeyen kışa küfürler savururken, nemli gözlerinden çocukluğuna üşüşmüşler geçmekte, cehennem kokusu gül goncalarına sinerken güneş birilerine gülümsemekte
Ve sızmakta bir başak tarlasının sarı hallerine sızar gibi dört duvar insanların en nemli rutubetli demlerine
Köşe başından çıkan yabancıları saymakta motor sesleri şehre karışırken ve çöpçüler ellerinde süpürgeler şehri günahlardan arındırırken saçlarına yapışmış bitleriyle cilveleşmekte
Siyah bir kedi kaldırımlarda bir ceylan edasıyla umudunu kestiği ciğercinin önünde miyavlarken, diğer kaldırımda kör bir dilenci 99’luk tespihin tanelerini ahenkle dövmekte
Karşı çıkmaz sokağa bakan virane çatının en önünden sarkan eski bir geceliğe gözü takılmış aksice bir kadın dikiliyor, eteklerine baharın desenleri üşüşmüş yaza gün sayıyor
Kıştan kalma biz asık surat buzdan ayazlarla süslenmiş ve soğuk ikindilerin ruhu donduran gecelerine doğru kar tanelerinden küpeler donanmış
Ellerinde çamurlu toprakların kirli karamsar rengi, gözlerinde sönmüş ocakların en keyifsiz hali
Saçları sonbahar yapraklarıyla süslenmiş ve mevsimsiz ağaçların yeşilliklerinden bir hayat giydirilmiş
Bir tütsü yakılmış İlyas babalardan sahipsizlerin diyarlarına doğru, aşk halinde bu kadın gözlerine hüzün kapanmış
Varlık labirentlerinden elleriyle tırmanmış bu sabahın ayazında bu çıkmaz sokağın koynunda yorgun uyanmış-
Eteklerinde bahar desenleri var- rengârenk çiçekler, güller, menekşeler, orkideler ve yabandan serpilmiş demetler-
Yağmur ıslak kaldırımlarla arsızca önünde sevişirken ve döverken viranenin çatısını bir aşk ile
İliklerine kadar ıslanmış kadında sokaklara karşı bir kin var, bir özlem hayallerindekine içten içe
Gözlerinde perde var- karşı kaldırımda günlerdir ve gecelerdir her sabah kadının gölgesinin peşinde
Bir adam var siyah paltosuyla kadından beter kokusuyla, ıslak çorapları ve yarı çıplaklığıyla, bir gülümsemesi dahi var bütün ıslaklığıyla
Sarı dişlerinde yılların dökülmüş yaprakları, tütün artıklarından bir ziyafet- zarafet gözlerinde gizli ellerinde letafetin izleri
Bin bir gece masasallarından arda kalan sayfalar ceplerinde, dilinde ki ezgi bir gemiden arda kalan tayfanın masalsız ninnisi
Gözlerinde perdeler kadının renk renk-desen desen- karşı kaldırımda inceden bir aşık var önünde ama gözünde giyilmemiş kıyafetler
Bir bahar hayalinde bir eski harabede bir ocak tüterken bir Salı akşamında bir ezan vaktinde tatlı hayaller peşinde sallanırken
Ve o köşeden geçerken kırk yıllık ahlaksız kadınlar gibi kırıtırken ve zavallının önüne gülümsemeler serpiştirirken
Geçti mevsimler- hazanlar baharlar ve kışlar her biri ayrı bir köşe başında eğleşirken
Şehir sessiz sessiz uyanırken ve arsızca uyanan kadınlar koyunlarındaki erkeklerle gülüşürken
Yalnız kaldırımların üzerinde unutulmuş mısraları toparlayan bir dilenci şair de var
Koltuk altlarında yıllara serpiştirdiği fikirler, dededen kalma kelime tarlalarında yine hasat var
Sarı sayfalarda kirli düşüncelerden arda kalan kafiyesiz ve ahenksiz nükteler
Her gülümsemesinde yeni bir beyitten dökülen delilikler
Rüzgar önünde yaprakları savururken ve mevsimlerden bahar gelmiş geçiyor ve yaz sıcağına tohumlar serpiyorken
Mısralar düzülecek ve sayfalar dökülecek başka bir köşe başında çirkin haliyle ama bir garip büyüsüyle
O Osmanlıdan kalma antika manavın topal kızı var, şehvet nefesinde eteklerinde kavurucu yaların desenleri- kurumuş ekinlerin ve yanmış başakların acı inleyişleri
Önüne serpilmiş şapşal şairin mirasından arda kalanlar, bir sonbahar ayazında ıslanmışlar- bir sağanak atında kalmış kelimelerin sahipsizliği
Bir kaldırım bekçisinin ayaklarına bulaşmış çamur kıvamında bir romanın parça parça sessizliği
Koltuk altında sayfalar ve hayalleri yağmurla dehlizlere boşalan şairin çaresizliği
Mevsimlerden bahar, caddede bin bir dükkân ellerinde yeni bir dinden haber var
Kirli zamanlardan soluksuz kalmış diğer köşede bir insan var
Gece lambası tir tir tir titrerken gecenin üstüne, müezzin yeni bir saba isyan edercesine inlerken minarelerde
Şehir yağmura doymuşken, umursamazken insanlar şehirde her mevsimiyle ayrı bedenlere işlenmiş
hikayeler var bu şehirde.
Kayıt Tarihi : 30.6.2010 14:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!