Ellerinde nasırıyla doğar çocuklar benim memleketimde.
Çuval misali insan doldurulan dolmuşlarda,
Başlar hayat yolculukları.
Ve sonra yoklukları.
Kayısı dalında,ekmek peşinde
Büyür mevsim işçilerinin çocukları.
Fındık bahçelerinde geçer ömür, alınları terli
Geçim davasına, gurbet yollarında
Cepleri delik ölür mevsim işçileri
Bereketli topraklar üstünde fakirliği,
Fıratın,cenderenin suyunda susuzluğu
Göç yolunda,yazın sıcağında
Çocuklar yetimliği,analar evlatsızlığı
Mevsim işçileri ise ölümü öğrenir.
Onun içindir memleketim sevmez yazı
Nemrutun güneşinde kavrulan tenlere
Hayatı yaşatır kışın ayazı
Kışın çiçek ölür,ağaç ölür,tabiat ölür
Karlar,fırtınalar,yağmurlar işçiyi hayata döndürür.
Memleketinde mevsim işçisinin,
Her sokağına,her okuluna bir paşa adı verilmiş,
Unutulmamış hiçbirinin adı.
Fakat yıllar boyu unutulmuş ağa,paşa sokaklarının kaldırımları.
Sonra neymiş mevsim işçisi kaldırım bilmez yolun ortasından yürürmüş
Yıllar yılı kitabı,defteri unutulmuş işçinin,
Sonra neymiş işçi cahilmiş
Memleketinde mevsim işçisinin,
Her toprağa bir petrol kuyusu vurulmuş.
İşçinin suyu unutulmuş,işi,aşı,ocağı unutulmuş
Ölümü unutulmamış mevsim işcisinin
Yalnız!
Kimsenin umrunda da olmamış
Neymiş mevsim işçisi ölmüş...
17 mart 2016 saat:03:35
İshak YılancıKayıt Tarihi : 17.3.2016 03:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!