Deniz bölüp geçtik, bir damla ıslanmadık
Şal ördük gecede, tek bir kandil yakmadık
Marifet mi tas da bal parmaklamak?
Kovanda bal yedik, arıya sataşmadık
Biz, biz, biz, ihlâs ile biz
Hicapla girer şehre kırsaldaki yol
Vitrin camlarında düzenler, örtülerini
Fidanlar dikilir iki yanına, kaldırımlarla yürür
Diner şehir tutmaları, kırsal dönüşü
Gümüş kumlar sürülür kızıl tenine
Çizilerek gençleşir afetin yüzü
Ferdim zor karşısında, zordum hasımlarıma
Sığmadım hiç bir zaman, namerdin avucuna
Bunca kudret, bunca güç, böyle bir nam dan sonra
Nasıl oldu da beni, yerle bir ettin Leyla
Ben ki bu beldeler de, nam-ı diğer meliktim
Sözleri dökülmüş suya, geçmiş muhabbetlerin
Dinleyin!
Kiminde neşe var, kiminde hüzün, kimi, son nefeslerin
Atın ağlarınızı suya, cümleleri biriksin
Anlaşılsın meramı, geçmiş günlerin
Hep, gözlerine bakardım
Başka da bir şey, görmemeliydim zaten
O, on dördünde gonca gül, bense çoktan bağı bozulmuş hazan
Lakin
Bir benim bunu gören, bir benim bunu bilen
O’ kör divane, ayçiçeği gibi güneşi takip eden
Suyumu çıktı ya hu, yaz yağmuru sevdaların?
Yolda âşık olmalar, evde unutmaların?
Hani,
Bir fırtına kopar, her yanı toz duman kaplar
Yıldırımlar birer top, ardı ardına patlar
Şimşekler belirirde, damlar yarılır, damlar
15 Temmuz idi, gece yarısı yakın
Salalar la ürperdi bedenim, aklım
Ve sokaklardan sızan ses
Tekbir! Tekbir! … diyordu
Zaferimiz çok yakın!
Serilmiş halılar gibi toplanır ırmakları dünyanın
Çırpılır denizleri asılır, yumak misali damarları insanın
Umutların üstüne yükselse de duvarları, mimarın
Gam yok
Hep Siccil i atacak değil ya kuşları Hakim olan Allah ın
O Ebabiller ki,
Silecek bu şehir anlaşıldı
Seni, beni ve sevgimize dair her şeyi
Sen, ilk gidendin zaten ve de kurtulan
Bense zora direnen ve de ortada kalan
Biliyor musun?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!