Ruhum avucumun içinde,sıktıkça sıkıyorum,
Yüreğimden firar bir kristal yol bulmuş akıyor,
Tutamıyorum, tutunamıyorum.
Ellerim titriyor, bedenim üşüyor, acı yakıyor.
Bazen en derin yalnızlıktır
Kalabalıklar içinde hissettiğin
Bazen en derin korkular
İnsanları tanımakla başlar
Bazen gündüzler en karanlık anları taşır
Geceler ise iç alemine bir lambadır.
Balkonumdan seyrediyorum bu şehri
Sıra sıra dizilmiş evler, uzakta bekleyiş içinde
Sanki cami avlusu bu uzayıp giden uçsuz düzlük
İnsanlığın cenaze namazı kılınacak biraz zaman geçince.
Bir yer var biliyorum
Acısı lokum, hüznü şerbet tadında
Ölüm,karanlık, kötülük olmaz bu diyarda
Bir yer var biliyorum
İstenildiğinde gerçekleşir güzel duygular.
Altlarından ırmaklar akan bağ,bahçeli saraylar
Huzurunda huzur buldugum görkemli çınar
Açmış kollarını yarini çağırır gibisin.
Ben gölgende hep şanlı geçmişi soluklar
O zarafetinle gecende kehkeşanları kıskandırır gibisin.
Hüzün yagmurları içmiş billur dallarin var
Gece benim arkadaşım
Gözyaşlarımı yüreğine akıttığım
Gece benim yoldaşım
Karanlığın ortasına ışık yaktığım.
Korkuyorum, bir fotoğraf gibi acı çekmekten
Bakıldığında yalan olmuştur o an bir izdir geçmişten
Gelecek bak ilerde dokun seni götürsün bu çilekeşlikten
Ötelerin hayali yüzünde bir tebessüm olup konmuşken.
Bu gecelerde yakar beni hicran güneşi
Ayrılık sazı gözyaşı damlatır yüreğime
İrkilir,titrer bedenim, sarar soğuğun ateşi
Yol bulur inceden inceye sızar ciğerime.
Küçük kağıttan bir gemi avucunda
Yüreğinde yanan bir heyecan
Yelken açar gözlerinde umuda
Hayaller büyütür esen zaman
Kabarır dalgaları mavi sevdanın
Bu şehrin gecesi yalnızlık besteler.
Örter gündüzün karanlıklarını,
Gecenin bağrından filizlenmiş yeşil minareler
Müjdeler ötelerin kutlu şafaklarını.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!