Bedenim üşür, yüreğim sızlar.
Ah kavaklar, kavaklar
Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular.
Şu bizim dışa dönük gözümüz,
Bir daldan bir orman çıkaran
Usumuza her zaman.
Şu bizim bulup seçen gözümüz,
bir kuşu yüzlerce yapan.
Bir kanatla göğünü durmadan kımıldatan,
Kiminin dikenleri vardır
Katlanamaz üstüne.
Hep dikene durur
Delmemek için gövdesini,
Kiminin yoktur bir tek kemiği,
Sadelikleriyle
sanki eskibir
zamana alınlık
şu düş köpüren
elma çiçekleri
Adıma özenenler
ah bir bilseler
kaç kaç
göçük ceset
yaşadım çürüdüm
bugünlere kadar
Başımda siyah şapka, elimde çiçek;
Bekliyordum ikide bir saatime bakarak.
Yüreğim dalından düştü düşecek,
Çıplak bir ağaçta sanki tek yaprak.
Derken sen geldin bir sis içinden;
Serildi dürülüm, dolaşığım çözüldü.
Özenle boyadım ipliğini sevginin,
Gidip de bulamamanın incinmiş rengine.
Sisi gümüş bir rüzgarla tepelerden eğirdim,
Dokudum yalnızlığın bu serin kumaşını,
Sesime ayrılıklardan bir gömlek diktim.
Ölümü tastamam ezberledim de geldim,
Bir kabuk içinde
Birbirinden ayrılmaz
( :)
Aşk ve acı yüreğimde
İkiz badem içidir.
Günlerden öyle bir gündü;
Üstüne tarih düştüğüm.
Gözümün önüne geldi birden
Balkıyan güzel yüzün.
Ve yüreğim yandı söndü,
Bir anahtar verdindi bana
Kabaran yüreğimi bilerek.
Kullanıp durdum onu gönlümce,
Aşkıma kenar süsü diyerek;
Aşındırdım dişlerini zamanla.
Kanadı Kırık Bir Akşam
https://youtu.be/F4AbYPODiDM
ben lise yıllarında (bingöl) hocamız olduğu için yakinen tanırım,gerek edebi gücü gerek çizimleri ve insani yapısıyla tam bir örnek insandı,20 yıldır yokluğunun acısını çekiyoruz,ALTIOK,kelimelerle ifade edilebilir bir kişi değildi,
anısının önünde saygıyla eğiliyor,ailesine ve sevenlerine ...
Tanımakta çok geç kalmışım ama sevmek için hala vakit var!