sana gözlerime nurol diye yalvardım durdum
gösüme hençer gibi aşkının mührünü vurdum
koştum sen çiçekten çiçeğe uçtukça peşinden
her köşeyi arandım her şeye seni sordum
sunmak geldi içimden eski bir şarkı sana
dinle bak nasıl eski şarkı nerede kalmış
o zamanın gözüyle bu zamana baksana
cananda eskilerde canda eskide kalmış
efendi bir alim varmış efendi dedelerden
Geleceksen son ışığı södürüpte öyle gel acı ile şefkati yoğurupta öyle gel. Soğuk bir kış gecesi korkumdan donuyorken. Ruhunu çırılçıplak soyunupta öyle gel
git merhem olma yareme kanarsa kanasın
istemem tesellini gözyaşlarım aksın durmasın
yansın sinegahım kavrulsun aşkınla her dem
bırak öldürsün beni bu dert derman bulmasın
karanlık rengini gönlümden almış gibidir
benim gündüzümde daim karanlık gibidir
bakarım hiç fecri görmez bu zavallı gözüm
gözüm ufkunda hep gönlümü seyreder gibidir
sıkışmış alemler sır odasına
esrarın perdesi aralanmıyor
dört deli nöbette dört kapısında
fikir darmadağın sıralanmıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!