Meryem'in Zülfikarı Şiiri - Kemter Abdal

Kemter Abdal
88

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Meryem'in Zülfikarı

Hû diyelim, aşkın demine, nefes söyleyenlerin devranına!
Meryem kalktı Hakk'ın divanına, Zülfikâr'ı kuşandı beline.
"Erkek cümlesi benim nârımdan," dedi, "kadın cümlesi benim zârımdan!"
Hakikatin kılıcı kuşanıldı, dişil ve eril sır bir oldu o anda.

Kırklar'ın badesi onda durdu, Sekine'nin sırrı onda göründü.
Bir elinde Kerbela'nın kınası, bir elinde Firavun'un kırbacı,
Aşkın acısı ve zulmün öfkesi birleşti o bakışta.

Mihraba vardı, pirler sustu. "Bu meydan benim süt akrabam!" dedi.
Dar durdu, dar çekti kendi özüne, On İki İmam sıra oldu dizine,
Hakikatin huzurunda teslimiyetin sırrı belirdi.

Hak eyvallah dedi Meryem Bacı, Zülfikâr'ın ucu değdi sazına.
Üç telli cura söyledi sırrını: "Ben ki Âdem'den önce Havva'yım!"
Ezelden gelen dişil bilgelik, notalarda yankılandı o demde.

Semah dönerken saçları çözüldü, her lülesi bir yol oldu Hakk'a.
Kırk kapıdan geçti başı açık, Hızır bile sordu: "Yolun sırrı nedir?"
Teslimiyetin ve aşkın coşkusuyla açılan yollar belirdi.

"Yolum kadimdir, kadındadır," dedi Meryem Ana, "Zülfikâr benim namus kuşağım!"
"Hak-Muhammed-Ali üstüme şahit, ben ki cümle evliyanın anasıyım!"
Dişil özün ezeliliği ve bereketi, evrenin sırrına şahit oldu o nefeste.

Kemter Abdal
Kayıt Tarihi : 12.5.2025 09:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!