sığındığım bütün yürek tapınakları
bastığım bu taze gelin edalı anaç toprak
üstümü örten bu mavi yıldız çiçekli gök
köpük köpük bereket yüklü bu ak bulut
ve toprağa düşen bu yiğit, bu cesur umut
gidiyorum artık...
yasak etmişler seni bana
ne ellerin ellerimde
ne gözlerim gözlerimde
oysa kırıp bütün zincirleri
yaslanmak vardı bağrına
şöyle ala çakır sarhoş
adam’ım
bilir misin
bütün sular aktı gitti
kum kaldı
adam’ım
kum kaldı geriye
işte yine bir sonbahar
hazan sevişmelerinde yeryüzü
ve uzaklığın senin
göz göze hüzün
ve can yakan hasretin senin
aşk ile sarılmaların
AYDIN’A
yağmur şiir yazıyordu Ren üstüne
yapış yapış ıslanıyordu alnı kirli yüzler
yuvasız bir kuşum ben
gözlerim bulut
soluğum ayaz
gece beni bilir
ben geceyi
yüreğinde bir şiir büyüt
bir şair çoğalt bu gece
ağız dolusu gülüşler okşasın yüzünü
dudaklarını öpüşler yaksın
seni doruk sevdalı Anadolu türküm
anasından
atasından kalan tek miras
kıç altı, kıç üstü iki çift laf
kafa şişirdin be
ardından kalayladığımın katırı
sus biraz
ve ben,,,
bir şişe şarap
bir demet nergis
mumlarım / yalnızlığım
en büyük sürgündeyim
dost sesleri gelir uzaklardan
ansızın gelirim diyen
delip kulağımı akar içime
tarifsiz sancılar saplanır yüreğime
fırtınalar koparır sol yanımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!