Memleket Kokulu Şiiri - Hüseyin Güneş

gitti birgün,
gitti de bir başka geldi yanıma
dedim ki n’ettin dostum, n’ettin?
sen böyle değildin giderken
böyle mahzun değildin...
dedim de hiç konuşmadı, anlatmadı derdini bana...

anlattılar zaman sonra tam 11 gün sonra...
keşif varmış kartal yuvasında bir gece ansızın
ve yollar varmış alaca bulaca
bir ucu kartal kanadında saklı
bir ucu pençesinde gizli
işte o karanlıklarda yürümüşler iki manga yiğit
yürümüşler uygun adım
yollar mayın, yollar diken
bitmeyen tükenmeyen
ha gümledi ha gümleyecek...

''ve şimdi işte şimdi arkadaşlar,
basacak tek ve bir basak kaldı
bakın tam benim ayağıma göre
hiç çekeceksiz giyebilirim onu
lakin arkamda kalmasın gözüm
bu vatan bizimdir ve bu topraklar
bizimdir bu insanlar
hele çocuklar...
tek arzumdur ki;
bir baba olun toprağımıza,
bir ana olun bayrağımıza
şimdi aha şimdi arkadaşlar, yiğitler!
iki ayağım var yere basan
üstünde kocaman gövdem, kollarım, başım,
memleketteki nişanlım..........
ve bu saatte faydasız aklım!
neye yararsın ki artık...
ben ölürsem siz yaşarsınız
ama sizler ölürseniz
ben zaten yaşayamam...'' demiş

atmış adımını
basmış ateş ruhlu toprağa
ve bir değil, iki değil, tam üç seri patlama...
varla yok arasında bir zamana gitmiş can parçası
teker teker toplamışlar her bir uzvunu
ve bir bütün yapmışlar koyarken taputuna...

sımsıkı sarılmış ayasındaki al kırmızı mendile
büklüm büklüm bükülmüş bayrak
açılmak bilmez ellerini açmışlar zorda olsa
taze kan rengi daha silmemiş mendildeki yazıyı;
“kollarım vatanıma,
bacaklarım vatanıma,
ve gövdem vatanıma
feda olsun”

öyle oldu dostum, can yoldaşım
dediğin gibi oldu.
sana, nereden biliyordun demeyeceğim
çünkü, ”olmak istediklerimize ulaşmanın en güzel yolu,
kavuşmanın kutsallığına inanmaktır”
hatırladın mı, bunu sen söylemiştin...

lakin yine de iyi görmedim seni
yalpa yalpa yalpalarsın
dalık hayallerin dolar gözlerine
dokunsam ağlayacaksın
ellerin titrek, betin benzin soluk
habersiz kıpraşır belindeki soğuk namlu
henüz üflememiş rüzgar yüzüne
çıtırdayan dişlerin bir şey mi söyler?
ben mi öyle anlıyorum...!

şimdi, buram buram memleket kokuyorsun
hoşgeldin kutsal evine, hoşgeldin.