Aydınlıkta göremediğin bir şeyi yağmura anlatırsın..
Gece olduğunda pencere yanaş,
yağmur konuşabilirse onun adını söyleyecek..
Gece olduğunda imkansızlıklar biter
Her şeyin hayali çıkagelir…
Ey sevdiğim elbisen lacivert çizgili,
Saçların yakanda siyah dalgalı,
Dişlerin tavşan, gözlerin kartal
Ey sevdiğim annen beni neden hatırlamaz.
Kalbimde bir ter göğsüme sıkışan.
Şimdi gözlerim yolda.
Senin olduğun şehre giriyorum.
Seni görmeye değil,
Görememeye geliyorum
Kar yağıyordu suratımda.
Görünen oydu.
Yalanda söyleyemezdim,seni görmüyordum.
Sencikler vardı penceremde.
Bir avucumla biriktirip,diğeriyle topluyordum.
Kardan sen oluyordu, bembeyaz.
Günaydınımı al yanına da öyle git...
İçinde kopan anbean fırtınaları dindirde...
Ortasında başlamış olduğum hayatı sonuna dek bitirme....
Seni sevebilmeme izin ver....
Ve asla unutmamamı sağla......
TUTSAK DİMAĞIN ÇAKIL TAŞI
Biçimi dehliz derin evde
Sevinci sevincimden özgün boşluk
Sahicisi dediğim meşrep
Bu denli karanlık
Bugün seni yaşadım yine, yinelenen sözcüklerimle.
Sana yazdıklarımı, bedenime nüfus eden sevgini
Yeniden tazelendirdim…
Sonra,
Özgür kuşlar kaldırdım gökyüzüne;
bazen içerideki yalnızlık ta
soğuk havaya yenilir..
Arar beden sıcak bir yemek
sıcak bir ten...
ne kadar kanat çırpsan da
Olup olmadığın her yere
Duyabildiğin tüm sesle
Haykırabildiğim kadarıyla
Cevaplayabildiğim her soru..
Adını söylüyorum….
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!