Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Yaş elli üç
Bana hep siyahı gösterdiler, pembeyi bilmem.
Saklamasını öğrettiler ve hep duyguları beklemeyi.
Çorak damlı, iki odalı bir ev.
Eski bir büfe, ahşap radyo, köhne bir dolap, dört köşe bir
masa.
Üstünde rakı şişesi ve bardağı.
Penceresi küçük bir evde, yüreği korkuyla dolu bir kadın.
Mutlu olmayı, mutlu etmeyi küçük yaşlardan beri dedem öğretmişti bize. Güzele, sevgiye, sadakata ve insanlığa ait ne biliyorsak ondan almıştık.
Sanki bir f ...