Dağların hıçkırığını sanki kim duyabilir?
Şehirli ve yapay uykuların dibinde
Saf ve çocuksu arzularımız olabilir
Hükmü var mı bilemem bankaların gözünde
Acıyla büyütürdün saçının her telini
Bir mızrak darbesi gibi kalbine iner gece
Cinlerin davetine uzatırdın elini
Sonrasında bir korku, bir titreyiş ve bilmece…
Çehreni gezdirirdi cadde cadde, sokak sokak
Bir mana ve mecaz bulman ümidiyle şehir
Bulduğun kan, kin ve ölüme küskün sığınak
Tattığın fanî şehvet, nasibin yalnız zehir.
Cehennemî bir sıcakla dudaklarını harbe hazırlardın
Oysa çığ altında kalmış, boğulmuş cümlelerin
Dünyanın zılgıtına karşı yalnızca susardın
Fırtına öncesi sessizlik… Ah nasıl da tedirgin!
Saklan haydi saklan güneşten ve ışıktan
Kaçıp da mağaraların derin koynuna sığın
Kalbim, bir dua masumiyeti iste yalnız Allah’tan
Çünkü seni anlayamaz bu iğrenç yığın
Kayıt Tarihi : 2.11.2019 17:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!