Bekle beni, geleceğim, diyemiyorum sana.
Ben tek kanatlı kuşum, uçamam semalarında.
Sense gizlenerek Zeytindağında,
Melal dolu bakışlarını çevirerek suratıma,
Son yalvarışlarla, gidiyorsun mehtabım.
Ne zulmettir ki gözler görmüyor gözlerimizi.
Ne kandilin var ışıyan, ne de ateş böcekleri...
Anladım çerağı kestin gökyüzümden,
Ümidi de kestin mi Osman’ın neslinden?
Kemâlin de zevâli varmış mehtabım.
Ey benim ketum ruhumun mukaddes sırrı!
Boğazımda yüzlerce yıllık kör düğüm!
Kabul ki sensin, ürkekliğin sonu gelmez devâsı.
Yetim kavimlerin yüzlerinde gördüğüm.
Ey benim huzur diyarımın muştusu
Anmak bile adını, dudaklarıma merhemdir.
Musa’nın arzusu, Süleyman’ın âhusu!
Öksüz kaldıysan annen Meryem’dir!
Seni küstürdüler mi mehtabım?
Kederlenme yetimlerin arşa âhtır.
Dikenler mi sardı endâmını mehtabım?
Üzerinden yükselen gül Muhammed Mustafa’dır.
Yine doğ bahtıma Dâvûdi ezanlarınla.
Çıkayım sarı kubbende miracıma.
Bir çocuk koştursun taş avlularında.
Adın Filistin olsun mehtabım
Kayıt Tarihi : 5.10.2024 20:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!