Keşkenin bestesidir aşk, sonsuz safi ıslıklarda,
Ahlarla şahlanan ateş namesidir kulaklarda,
Eşkle beslenen hissiyat kuşağıdır ufuklarda,
Bulutlarda filizlenip, gönüllerden yağandır aşk
Vuslatta nadasa mahkum serpiştirilmiş hüzünler,
Geceden sabaha kan çanağı gözlerim
Hasret kaldım bayramda sılamı isterim
Özlem düşüne dalıp çıkar al sözlerim
Hasret kaldım bayramda yuvamı isterim
Ellerin diyarında kapana kısıldım
Harpten çıkma, paçavra çürük diş arasından
Sirk meydanında file, teşbih edilmiş kelam.
Kiminin hülyasından kiminin aylasından;
Zarafetin rengiyle, palyaço olmuş kelam (!)
“Bilmesen de haydi gel.” dememiş de kimseye;
İçedönük İzdüşümleri-2
“Sensizliğe tahammülü imkansız,
Ve bir o kadar da çaresiz bekleyişimin
Dert ortağı olan martılar…
Onlar ki; iki mavilik arasında
Kanatlarını hüznümden ağarttılar…
Özlem kokan hayallerin kasvet saçan gölgesinde
Hapsettim ruhumu inan kan revan içindeyim ben
Sensizliğimden mürekkeb inziva orkestrasında
Kör, topal, sağır ve dilsiz bir buhran içindeyim ben
Hicran sillesini görüp medet umdum albümlerden
Ela Gözlerine Kurban Oldugum Dilber
Endamin yüzünden günes yakar cihani
Kiyameti koparmadan kafir benlerin
Gönlümün ipek salina dola gerdani
Nezaket sersefil olmus pamuk elinde
Görenler varsa İslamın şu tarumar diyarını
Kestiremezler bugünden nereye gider yarını
Her dala kara bulutlar yağdırıyorken nalanı
Üç beş çapulcuya kalmış gül bahçesinin talanı
Daha dün işveyle Şark'ta rakseden afitab,feryat
Eder bugün hep doğduğu sabahın bahtına heyhat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!