Işık daha loş düşüyor dağın şu yanına. Süzülüyor mor
bulutlardan. Aşağıdaki taş ev
doğduğum yer. Geniş kemerlerle birbirisine açılan
iki iç oda... Zeytinlik,
yanındakine dokunamasın diye uzakça dikilmiş ağaçlar, ne tuhaf
yamaçta bitiveriyor birden.
Sevgili, bir yabancı
sevişmeler... ateş-kes.
Kim antlaşma yapabilmiş ki aşkla
ipek ipliğe bağlı ilişkiler
gel-git gel-git gel-
Unufak edebilir her şeyi
i
Ve sonra başka bir hayata başlar kimseye haber vermeden ruhlar.
Gün gelir çıplaklığına döner insan, gövdesiyle bir olur
kıraç yamacı güzelleştiren harup ağacının.
Dalları arasından ışık ışık ışık açılır semalar. Tüm yolların kapanınca
elinde yedi kandil ve yetmiş bin kanatla uçarcasına gelir,
Kelebek, ipeksi ses, sevgili... hep uçmak istediği
ama kaç kapı açılmalı daha, kaç çeşit ağaç iç-bahçelere
seherkuşu ve bakıştan bakışa konan aşk.
Onun yüzünden bütün iklimler geçer aynı anda
geçer eski bulut sinemasından yıldız yıldız ve hüzün
ince alay, tutku, korkutan endişeler...
Sandık ki,
her şeyi kaldırabilir sözcükler.
Söylene söylete
tüketemeyiz aşkı da, şiiri de
eviçimizde. bir koşu!
Konuşa konuştura
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!