Önümde bir bardak çay,
Gönlümde sana olan çaresizliğim.
İki şeker istiyorum,
Sen kokan anılarda yaşıyorum
Rüyalarımda sen kokuyorsun
Sen kokan topraklarda yürüyorum.
Yağmur saçlarımı okşuyor.
Ben yürüyorum, yol yürüyor.
Göğün mavi boşluğunda
Yükselen beyaz sütunlar
Şehadetidir tevhidin, ezel ve ebedin
Anlayan için yöneliştir huzura
Anlamayanaysa esaretin zinciri
......
Kupkuru toprak gibi alnım
Kırılgan cam olmuş bağrım
Uçurumun kenarında taşım
Bilmiyorum. Neyin ahıdır; gözyaşım
Kenara atılmış balığım
Kalmin su gibi durulmak bilmiyor.
İçimdeki nehirler dağları deliyor.
Gönlümün tüm barajlarını yıkıyor.
Ey ruhumun pınar damlası,
Bu can bardağına gizlenmiş canan,
Aklım fikrim sende durulmak istiyor.
Sürgün yüreğimin kuytu köşelerinde
Derin bir ah, derin bir acı.
Yalnız Sen duyarsın içimin feryadını.
Ve Sen yazdırırsın kalemimin siyahını.
Bilirim, bir gün göçüp gideceğim.
Bu gün yine aklıma geldin
Gözlerinle gönlüme girdin
Neyleyim aklımı esir ettin
Bak işte ellerimi kestim
Bu gün yine aklıma geldin
Ey gözlerime sürmelenmiş güzel
Dilimde senin için bestelenmiş bir gazel
Kalbime dokunurken sıcak bir el
Aşkın sancısı bir ömre bedel.
Rüzgârlar bilmem hangi yönden eser
Bir şiir yazacağım dağlara
Yüreğimde ne kadar duygu varsa
Hepsini boğacağım sularda
Ve haykıracağım
Göğün maviliğinden yerin beyazlığına
Ve son nefeste alacağım aşkın tadını
Gözlerimi kapatıyorum
Ve seni düşünüyorum
Ellerim kalbimin üstünde
Kalbimde sen
Bir bir ismini sayıklıyorum
Dudaklarım damağımda suskun




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!