Mehmet Karakurt Şiirleri - Şair Mehmet K ...

Adını koymuşlar alevi
Bozmuşlar islamdaki birliği
ne dedikleri belli ne söledği
Nedir bu alevinin çektiği

Sıfatmış zarfmış anlamadım zamirleri
ekvetordan geçiyormuş kestiremediğim eksenleri
basitmiş birleşikmiş kadasını aldığım kesirleri
ömrümü yedin öss bu nasıl müfredat...

fatihmiş istanbulu fetheden yüce komutan

Güneş senden almıştı asaletini
Yıldızlar temsil ediyordu o saf yüreğini
Anlatmak imkansız o deniz mavisi gözlerini
Olmuyor be sensi yapamıyorum mavi gözlüm

Söz vermiştin gözlerin bana bakacaktık yanlız
imkansız değildi seninle birlikte olmamız
bana demiştin..engelleri beraber aşarız
BU SENİN SÖZÜNdü HANİ TEK AŞKINDIM

Hani
benden önce bi ilişkin vardı;
Çok sevmiştin, Ve bana geldiğinde
'dedin ki'
'Benim canım çok yandı, sen
...diğerleri gibi olma.'

İki saatlik bir acıdan ibaret
kimileri geçmek için yapar ibadet
nedir bu öğrencinin cektiği eziyet
üç harfliymiş kod adı ygs

Gözlerine bakmak çağırmaktı azraili
sözlerindi,, eceli bana getiren sevgili
bazen ayrılık gelmeden gitmesini bilmeli
Katiline, yar diye bakmaktı aşk..

Ne saçmadır değil mi kendine iyi bak cümlesi
beni ölüme bırakan kişinin iyliğimi düşünmesi
o an herşeyi yalandır hem görüntüsü hemde sesi
ayrılık ölümdür var mı ki yaşamaya çaresi
çok saçmadır değil mi mutlu kal sözü
onunda yalandır hem düşündüğü hemde özü

İçeri nemlidir havasi olmuştur duman dışarda delikanlı görünür içerde hali perişan isyan eder konuşursa damarda dolaşan kan dört duvar arası nedir bilir misn gardiyan Özgür olan biri nerden bilir bu yaralı canı kimse gelmemiş görüşe bugün günlerden salı mühebbet yemiş kalmamış tutulucak dalı yaşarken ölmek nedir bilir misin gardiyan kimi namus belası kimi ise kan davası sanki ona kalmış bu dünyanın tasası belki bigün çıkar umutla beklenen af yasası ümitsizce beklemek nedir bilir misin gardiyan sen içerdeyeken akar dışarda yavrunun gözyaşı beklemekle geçmiyor insan bu değil ki sabır taşı daha insan görmemişken en mutlu olduğu yaşı gencecik yaşta ağlamak nedir bilir misin gardiyan hayat bu demir parmaklıklar ardından çok acı aldığımız hava aynı ama çektiğimiz duman yabancı her gün doğuşunda girer sineme derin bir acı diri diri toprağa gömülmek nedir bilir misin gardiyan bayram günleri mezar olur bize bu dört duvar tüm mahkumların gözünden damla damla kan akar o damlaların her biri anlayanda yürek yakar hasret acısı nedir bilir misin gardiyan

Ey Azrail! . Bilirim, bu sözlerim çok yersiz,
Neden böyle ansızın, geliverdin habersiz? .
Ne olurdu üç beş yıl, önce haber verseydin,
Hiç değilse rüyama, bir kerecik girseydin...
Aşk, meşk derken dünyadan, bir türlü kopamadım.
Senden özür dilerim, hazırlık yapamadım....