Kurulmuş koltuğuna bizi seyrediyor,
Mavi gözlerinde bir derin düşünce.
Fakat, neyi düşünüyor Mustafa Kemal?
Cumhuriyeti mi? Yoksa yeniliklerini mi?
Evet, cumhuriyeti düşünüyor Mustafa Kemal,
Nasıl doğdu? Nasıl geldi bugüne kadar?
Bir balık olsam koca deryada,
Büyük balıklara yem olmayan, özgür bir balık.
Ve unutsam her şeyi ne iyi olurdu,
Dertsiz tasasız dolaşırdım mavi sularda.
Bir balık olsam koca deryada,
Oltalara kanmayan, akıllı bir balık
Umutlar tükenirken mümkün mü eksilmemek?
Dışarısı zemheri, güneşi gör ne demek?
İyimser ol diyorsun, peki olayım ama,
Görmezden gelmek, sorun çözer mi söyle bana.
Bize ne oldu böyle? Onur konfora feda,
Mutluluk nerede?
Belki, bir çocuğun tebessümünde,
Belki, bir annenin kucağında,
Belki, de dostlarının yanında.
Bunu kim bilebilir ki?
Değişken değil midir bu duygu?
Genç ölümü zor olur,
Duyan yürek kor olur.
Ardından yaş dökene,
Bir teselli zul olur.
Biliriz dünya fani,
Beni kaç kere öldüreceksin?
Söyle; daha kaç kere ağlayacağım?
Artık yeter! Kurudu göz pınarlarım.
Sana söylüyorum sana,
Dur! Bu sefer gitme ne olur.
Sen de biliyorsun ki;
Hayat denen okul ne zor şey,
Telafi sınavı yok, affı yok..
Herkese adil davransa iyi,
Sınıfına göre muamele çok.
En güzel gülüşler çocukluğumuzda kaldı.
Taşıyamadık bugüne saflığı, doğallığı…
Her şeye sahiptik bir avuç çamurdan, bir ağaç dalından da olsa.
Ve bir süpürgeden at yapıp binmek kadar kolaydı mutluluk.
Ekmek bulmak pek bir zordu,
Yağ kuyrukları uzundu,
Telefon, TV’de yoktu,
Gariban ama mutluyduk.
Toprağımızı işlerdik,
Zamanın kıyısından geçip de, el sallayabilmek geçmişe,
Sıyrılabilmek mekândan ve tepkisiz kalabilmek öylece;
Sanki bir ölü gibi,
İşte o an idrakin doruğa ulaştığı,
hayalle gerçeğin birbirine karıştığı,
maddeyle mananın yarıştığı andır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!