Ben duruyorum hala bıraktığın yerde
Ben varım gönlünün kafesinde
Bir gidişin var duraksayarak
Yarim gelecek bana diyorum ağlayarak
Belki gül buketi avucunda bana sarılarak
Ben duruyorum yamacında
Türlü tezatlarda aramalı seni
İyilik var hamurunda
Sana haset edenler kötülük saçar
Nice güzellikler barındırırsın türlü çirkinliklere karşı
Adına sulh ederler uğruna savaşanlar
Adına dert dökenler adını duyunca zafer naraları atar
Dar sokaklarda aradık
çıkmazlara çıktı yolumuz
O labirent yol bulmaları
O etrafı şeritlele çevrili suç mahali
O faili meçhul yerden geçtik ürkek
Vazgeçmedik
Türlü noksanlıkla aradık biz hiç durmadan
Karış karış ettik anadolunun
Güz mevsiminden geçtik yorulduk biz
Baharda yeşeren umutlarımız için
Ne elime bulaşan kirin
Ne de dilime dolaşan küfrün
Hasret gülle başladı bülbüle
Hasret kapısını çaldı baharın
Vuslat kışta saklı, açtı tomurcuklarını gül aşkla
Aşkla konuştu hani gül...
Aldı seyran dolusu
Büket Büket sevgililer kocağında
Sarının tonunda saklıdır sevgi
Bozkırın adıdır sarı
Güneş kavurur
Kavurur her renkte
Serinletmez bizi ne rüzgar ne su
Bakma çocuk
Dünya senin gördüğün gibi değil
Kimler geldi kimler geçti
Ne fırtınalara şahadet etti bilmezsin
Ne hükümdarları aldı koynuna
Ne zulümlere sessiz çığlıklarıyla bakakaldı
Efsuni mekanin cevherimi olur
yuzune benzeyen gelin mi olur
Serine husnuzan ferim mi olur
Canini basima tac eyleyenim
Dolasan yildiza gece mi olur
Ayagina baglamis surmus ilinden
Bir sesi var en derinden
kufrunu eder dağ yerinden
Selasin okunsun bir daha dinmesin
Gecti gitti yollar bu mudur
Kesmez sabanım ova bayır
Elimde mendilim var
Tepemde yakan güneş, bulutlar suskun
Terimi siler sıcak rüzgar
Baharı severiz biz sıcaktan uzak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!