Katidir sözüm dönmezem sözümden
Böyle bellemişim başkası gelmez özümden
Sarfınazar sayılsam dahi sakınırım gözümden
Meftuna varsın adım, ben bu sevdadan geçmedim
Narına düştüm aşkın yüreğime harlandı
Gün akşama kavuştu
Kalem kağıda, hayalim sana
Ne güzel yazılıyor adın
Ne güzelsin be kadın,
Demem kimseye bende kalsın
Vefasızlık adını kendine kazımış şehrin,
Vefasızlaşmış, meçhul vatandaşları
Ruh gibi dolaşıyorum aranızda yalın ayak
Bir bir vicdanınızda yaşıyorum gerçek olan acıları
Unuttunuz kardeşinizi,annenizi,babanızı dahi kendinizi
Heyhat!
Dinleyin biraz, bu yana bakın hele.
Kulaklarınızı açıp dinleyin, gönül kapınızı açıp dinleyin
Dinlerken içiniz donacak Allah-u Ekber şehitleri gibi
Sonra bir anda bombardıman altında kalmış Trablusgarp gibi Çanakkale gibi yanacaksınız.
Ne Nazımdan bahsedeceğim size ne de Necip Fazıldan.
Bir iskemlede otururken farkına varıyor insan
Masanın diğer ucu boşken çayın tadı acı
Bu hissin terimini bulamamış hiç bir lisan
Yalnızlıktan başka herkes kendisine bir yabancı
Bir söğüt ağacının golgesine sığınırsın
Hak olanın adına inanmak tereddütsüz biçimde,
Hakikati savunmalı halis bir inanç tevekkülünde.
Herkes korkup bir kenara sessizce çekildiğinde,
Ses kısılmamalı Ya Hak demeli ki Türkeşçi diyeler bize.
Türkeş’i anlatabilmek için biraz can yanmalı,
Şuramda bir kaç kelime var
Aha şuramda kursağımda
Bir dökülse dilimden, söner belki icimdeki har
Oysa bir Şubat yazı var şakağımda
Gölgesinde oturduğun ağacın dalları solmuş
Gam dolmuş köküne yapraklar neylesin
Bahçemdeki en sevdiğin menekşe bile solmuş
Su misali şefkatini almayan ağaç neylesin
Günlüğünü tuttuğun defterin yarım kalmış
Aç gözlerini bu fani sendeki dünyaya katılsın
Yum gözlerini dünya gözlerine saklansın
Bir can ki bu bırak aşk harında narlansın
Sen bir cihansın , cihan sen varken güzeldir
Bitlis tütününde efkarın bile sarıyorken beni
Bir Eylül fırtınasında korku rüzgarlarının deviremeyeceği şeyler
İnanç mesela, hakikat, cesaret ve imanlı bir gönül, devrilmez bunlar
Bir dik duruş için can veren, şehadet hasretiyle yanan yiğitler
Bir Eylül fırtınasında yenilmediler hasrete Hakk’a kavuştular
Eğer evladım olursa sizi anlatacağım her yaş dönümünde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!